Biz şimdi bir gün öncesindeyiz... Sabah çok erken kalkıp, kırlarda
karınca yuvalarına giden bütün toprak yolları ekmek kırıntıları ile döşeyeceğiz... Bu arada belki ellerimiz de birbirine değecek ama
o an sadece gülümseyeceğiz... O kadar işte...
. ,
Biliyoruz., zaman çok hızlı akıp gidecek... Farkına varmayacağız havanın karardığının... Fırsatını bulursak yuvadan bakışlarını uzatan yavru kuşların başlarını okşayıp., onlara koro halinde türkü söylemesini de öğreteceğiz... Ne güzel değil mi...
. ,
Sonra eve gelip bir çilingir sofrası kuracağız kendimize,, şöyle salata-peynir filan... Hafif şeyler yani... Belki kuşlara öğrettiğimiz türküleri bu defa biz söyleriz bir ağızdan... Gece yarısını geçince de yatarız... Yağmur başlayınca yani...
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var