Her şeye rağmen yağabiliyorsa yağmur Trabzon sokaklarına; sevdadandır.
Sevmek, akla ilk geleni karşılayan değil, en son vazgeçilecek olanı uğurlamaktır. Velhasıl sevda; gitmek ve umutlara yeni yelkenler açmaktır!
Hep aklımda olan, hem de giderken ardıma dönüp baktığımda kendin gibi yaşlar akıtan şehirsin sen. Bırakıyorum seni. Artık aç bırakacağım martılarını. Artık çekmeyeceğim fotoğraflarını, kaptanlarını ve sandallarını. Çıkmayacağım da mesela boztepene. Şarkılar da söylemeyeceğim orada; orada olmayanlara..
Bırakıyorum seni. Gidişimin her zaman manidar olduğu, dönüşümün de bilhassa umut dolu olduğu şehir. Gidişlerin ve dönüşlerin biteceği ana kadar seveceğim seni. Sevda dedik ya; gitmektir. Gittiğim ben ve giden sevdalarım kadar da özleyeceğim seni.
Yaz beni bir kenara. Haziran, tüm umutların doğum ayıdır. Şimdi giderken ardımda bıraktığım tüm kutsanmış düşüncelerimi benim için sakla. Eylül’de sonbahar yağmurlarında, gitmelerimi, sevdalarımı, aşklarımı, tüm bağlılıklarımı, tüm yaşanmışlıklarımı, tüm yorgunluklarımı, sırlarımı, sırlarıma binaen söylenmiş yalanlarımı, tesadüflerimi, yanılgılarımı, yanıldığım zamanki çıkmazlarımı ve beni; yeniden alacağım senden.
Sonbaharında görüşmek üzere Trabzon. Son baharında..
cihaddoles
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta