Bağdat: Kumlar ülkesinde bir alaim-i matem.
Uzatıp elimi, bir yetim avcu tutsam.
Bağdat, dokunamadığım yetimler kadar ıraktır.
Tikrit'te esen rüzgar kanım kadar sıcaktır.
Ve zulmün tarihinde, bir insicamın izleri,
'Parçalanmış gelinlikler, kanlı genç kız zülüfleri'.
Irak o zülüflerden, ancak bir tutamdır.
İkinci tutam zülüf, bir tenhada ağlamaktır.
İri gözleriyle ırağa dalmış, bir çocuk,
Yakından işitir kardeşlerinin sesini.
Karanlık, derin, kuşkulu, soğuk,
Bir matem havasında dinliyor gülüşlerini.
Irak: umursamaz kahkahalarım kadar ırak.
Küflü bir şırıngayla çekilmiş damarlarımdan şuur.
Geçmişe bıraktım manayı, ağlayarak.
Bir mana ki; yetimlerin başlarına dokunur.
Irak; zehirli yılanların, salladığı çıngırak,
Ve küçükçücük ellerini göğe doğru açarak;
Kokusunu özlerken anacığının, leyl-ü nehar ağlamaktır.
Irak, kaybolan anaların, şefkati kadar sıcaktır.
Kayıt Tarihi : 21.2.2008 02:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şubat 2008 tarihli Mostar dergisinde, Ali Ayçil'in 'Ölümün Komşuları' başlıklı yazısına müteakip yazılmıştır.Tırnak içindeki mısra, yazarın adı geçen yazısından alıntıdır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!