Altından derin hikayeler akar her yaşamın.
Görmeyen gözlerle görmeye,
Duymayan kulaklarla duymaya çalıştığımız.
Ellerimiz yoktur,
Yakalamaya çabalarız.
Ama o hikayeler birer destan katına
görmediğimiz, duymadığımız, yakalayamadığımız
Bizim kalemlerimizden çıkar.
Ve kırılan hep başka masumiyetlerin
Belkemikleri olur.
Sorgulamak yerine pervasız dokunulmazlığımızı
Olmayan yüreklerimize
Aykırılık çentikleri gibi kazırız.
Ve çok sonralar yapıştığı zaman
Takvim yapraklarımıza.
Anlatacak bir şeyleri:
bu çıkından çıkartırız
Doğmamış Çocuklarımıza.
Kayıt Tarihi : 13.12.2006 01:48:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nakışla Adımı Yürek Kabzana
Yırtarak gece karanlığını
Güneşi tutum alnında sen
Sol yanını hazırla bana
Neresine yaslansam dagların
Göçüyor bulutları
Uykusuz gecenin ardında kalır
hep gözlerim yaşlı
Gün yüzünü sensiz açardı
Bütün sabahlar sensiz ışırdı
Ey gün yüzlü kadınım
Alnı açık,mavi gökyüzüm
Başın...
Yayla çiçeği gibi açtığın da
Saçların yıldız yıldız ıgralanır
Tam şuram karıncalanır
Yıllanmış şarap gibisin
İçsem ölürüm
İçmesem yaşayamam
Ne zamandan beri kümelenmiş
Saçımıza sevdalı aklar
Koyun koyuna yatarız biz
Doldurup çığlıkları kadehe
En içli türkülerimizi söyler
Baş taçı yaparız da
Ne duyan Nede dinleyen olur
Söylesene
Niçin ağlardım bir zamanlar
Gün yüzünü neden sensiz açardı
Niçin sabahlar sensiz ışırdı
Şimdi turna kanatları olacagım
Al baharlı mavi gök yüzüm
Gelip yaralı göğsüne konacagım
Hatırla sana geldiğimi günü
İlk heycanım telaşlı yüreğimi
Ellerimin nasıl titrediğini anlat
Sana ilk dokunuşumu
İlk öpüşümü hatırla sen
İki yolun birleştiği noktasın
Salim Erben
TÜM YORUMLAR (1)