Yaz mevsimleri gelip çattı mı bizim meslekte işler biraz azalır, ağır aksak gider. Eeeee yaz, kış gibi olmuyor haliyle... Ayaklara su girmediği zaman, insanlar size tamire gelmiyorlar, yazında genellikle bezden, spor ayakkabıları tercih ettikleri için, sipariş ayakkabı yaptıranda fazla olmuyor kış gibi, biz de zaman zaman çalışsak da iş olunca, olmayınca da yan gelip yatıyoruz...
Kadim dostlarımızdandır Mehmet Ali Amcam... Öz amcam olmasa bile öz amcam kadar sever sayarım. Feleğin çemberinden defalarca geçmiş, görmüş geçirmiş bir bilge insan. Zaman zaman gelir bize fıkralar anlatır, kimi belden aşağı, kimi belden yukarı... Bazı zaman yaşça büyükler varsa yanında ''Siz azıcık kaybolun bakayım.'' der, biz de duymamazlığa gelirmiş gibi yaparız.
Okullar yeni kapanmış, hava sıcak mı sıcak. Dışarı çıksan ateş basıyor, içerisi yine bir nebzede olsa serin sayılır... Pek dışarı çıkası yok insanın. İki saattir dükkana kimseler girmemiş. Sabah erkenden biraz hareket oldu işte, kasaya üç beş kuruş damladı hepsi o kadar. Yine de çok şükür halimize, siftahsız dükkan kapatmıyoruz...
Mehmet Ali Amcam piposunu doldurmuş fırt fırt çekiyor. Ben de yakmışım bir sigara, yanına da Çaycı Mamuttan bir çay hem bana hem amcama öyle akıyor zaman. Hani es kaza içeriye biri gelse ''Offf ki of bunlar dolmuşlar hem de nasıl dolmuşlar birazdan patlarlar bomba gibi.'' der ve hemen yanımızdan kaçar gider...
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta