Çok sinek öldürdüm
ve bazılarına kolonya sıktım
leyla olsunlar diye
ve unutsunlar diye mecnunu
Rıfkı denen heriften nefret ettim
her sabah karşılaştığım için
kafası kırıktır bana benzemez
ve bir gün baldızım kaza eseri ayağına çarptı diye
onun katil bakışlarını gördüm
kırdım suratını yumruklarımla
Dağda bayırda konacak ağaç bırakmadılar
Yeşil Papağanların şarkısını dinledim bu sabah
Kentlere Göç' dü şarkılarının isimleri
oksijen yerine soluyorlardı artık
çürümüş insanların havasını
cigerlerinin hüznüne yandım içli içli
Akşam aynı akşam değişen bir şey yok
ufukta rengi bozuk pembelik var yalnızca
kendi dikdörtgenimden gördüm zamansız sararan yaprakları
ve perdeleri yirmidört saat çekili pencereleri izledim
güneşi kendilerine yasak etmişlere seslendim
belki uyanırlar diye
Kadife Yürekli kemaniden
ihanet siparişi istedim...
Rıfkının suratını kırmaktan
İçerde yattım biraz
insana darptan
anlatamadım katil bakışlarının anlamını
medet ummadım ne hakimden ne de avukattan
aynı sokakta yaşıyoruz onunla
benim sınavım o
o orospu dölü
hala bir dal sigara ister
vermezsem arkamdan pezevenk der
duymazdan gelirim aylardır
yani doksandokuzluk tesbih gibiyim bu sıralar
yani Hazreti Mevlana kadar olamasamda
öldürsem insan yerine koyacaklar solucanı
yasalar...
Ya sabır....
Kayıt Tarihi : 30.7.2024 19:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!