Ya Nur ve Yasin Şiiri - Kamil Çağlar Aksu

Kamil Çağlar Aksu
81

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Ya Nur ve Yasin

gizli gonglarına vurulunca semanın
hem burada hem Aden’de aynısın
bence
yokluğunda ne yapsın ışık?
eminim sultanısın renklerin
her biri sana aşık
altının bile sana erimek düşüdür,
güneş dayanamaz bu sadeliğine;
alnına taç yapar gökkuşağını,
saçlarını süpürge eder aldırmazsın,
o kadar endamlı o kadar güzel
gözlerin yere bakar
güzelim, yürek yakmazsın.

tel tel salınan ne kadar
ışıl ışıl doğal hem
ne içten bulutlarda köklerin;
bütün ilhamıdır saçların…
göklerden yere yüz süren nigâr,
aşk dolusun ey tane!
sen nasıl bir damlasın?
ayet ey!
dokunan şaldır sırtına kabusun umut;
senle… Farkında mısın?

dönmeye başladı, burada ne vardı;
bütün canlardan önce dünyada?
sen karış karış yürüdün,
insandan, ağaçtan, güllerden önce
güzelim yüzün güneşte,
okyanusların annesi derviş!
toprakta sözün yemişte
minicik ayaklarının değdiği yerde can
yaradan; asanı Tûba’dan mı kesmiş?

açılır yolların gelirsin,
gizli gonglarına vurulunca semanın
ayaklarına diz çöken
eteklerinden tutan
kırarsın türküsünü rüzgarın
ve kalk dersin ilah ben miyim?
orada çöllerin yarası kurur
aziz bir başkalık olur nerdeysen,
haberin var mı sen;
bir alem melek indirirsin,
nereye gitsen?
toprağı teriyle yıkamış,
hasretinden duramaz duaya çıkarlar;
anlayınca peydahını sevinirler
toprakla nefes yumuş insanlar.

gizli gonglarına vurulunca semanın
çöker dizleri üstü şehirler,
açılan yolları güzelin
karanlığını kargaşanın zehirler;
damla ve ışık … Damla be ışık!
gürle gökyüzündeki sarmaşık
sar bedenlerini, çatılarını gönüllerin
betonlarını evlerin narkozlu camlarını,
düşür balkonlardan kokmuş gölgelerini;
sar çanlarını sustur gafletin!
katili kaldırımlarda yürüyor ülfetin,
işte yeniden bak, çatlamakta
kalın kabukları bu heyhulânın
bu; hissiyattan yalıtılmış
sûni gürültüsünde her ânın,
surlarını dövmektesin eşyanın,
her damlanda infilak var,
bu yalan, içi boş, bu köhne
postundan zamanın,
derin kirler dökmektesin;
hem asırlık, hem anlıklar…

gizli gongları vurulunca semanın
gelirsin,

ne ferah ne güzel

yağmur ve ya nur;

peygamber misin?

Yasin gibi rahmetsin…

'yaşlı gövdenin ciğeri çürük
uyanır varlığın bağrından hilkat
biter kesilir bir an o mahmum,
tufan-ı ziya olur bir naif ateşte mum! '


Kamil Çağlar Aksu
2005/2009
Temrin Dergisi S.16

Kamil Çağlar Aksu
Kayıt Tarihi : 4.10.2005 19:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mükerrem Suna
    Mükerrem Suna

    1.5 yıl önce de çok beğenmiştim, şimdi yine öyle... Keşke daha çok uğrasaymışım bu şiire... Paylaşım için teşekkürler...

    Cevap Yaz
  • Simge Seval Işık
    Simge Seval Işık

    tebrik ederim sizi çağlar bey gene inletmişsiniz kaleminizi....özellikle şu mısraları çok beğendim:

    düşürme asanı sakın
    ağır gelir
    bu yeryüzün ona dar gelir
    düşürme sakın bırakma
    yılan olursun yutarsın şehirleri

    aman afet olursun..
    eminim diğer şiirleriniz gibi bu şiirinizde büyük beğeni toplayacak tekrar tebrikler....

    Cevap Yaz
  • Hakan Hakkı Cankatan
    Hakan Hakkı Cankatan

    Çağlamışsın Çağlar....Tebrik ederim..

    Cevap Yaz
  • Mükerrem Suna
    Mükerrem Suna

    Saatlerdir, tesadüfen açtığım bu şiir önümde, saatlerdir gidip gelip, saatlerdir...

    Çok güzel. Çok etkileyici, çok...

    Şiir yönünden bakılınca eksikleri var; fakat hiç batmıyor, hem de hiç... Öyle derin ki... Yağmurun derinliği, denizin derinliği, insanın derinliği, ruhun...

    Tebrik ve teşekkürler.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Kamil Çağlar Aksu