Xadas Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Xadas

Moşuka Palmiyesi’nin sporları bunlar;
Sanki kar yağıyor.
Hava bugün gene çok güzel.

Bir başbakan vardı,
Koyun güttü ve koyunları şirketler içine
Hapsetti sinsice
-büroların içine…

Koyun ve kuzular canlıdır oysa
Ve kuzular can verdi çalışma’ya böylece,
O büro dairelerin içinde
-baklava gibi-dizayn;
Ankara-Karum, üst kat göz göz pencere:

Arı, petek,
E ama KraliçeArı
Ve sessizlik…
Esir mi almaya çabalıyor ölü denilmiş keltler
Zoruyla
Sağduyusunu kaybetmiş
Kraliçe uzun cüce kahyalı Maab’in?
O dev tahta kule;
Çevresinde onun, çeper kesif,
Uçuşan
Kalın sinekçiller..

Şirketler zaten vardı önceden
Ama böyle bir bilinçsiz lütfu
Edecekler mi kabul?
Ortamda çok şey sessiz.

Palmiyenin sporları
çevreye dağılırken yavaştan;
Dışarı çıkmayı düşündü
İnzivası laboratuvarından sahipsiz laborant,
Tunbull,
Kapıdan…

Şalteri indirerek büyük kapıyı açtı
Ve yeraltından yersütüne
Ulaşım asansörüyle çıktı;
Yeryüzüyle bu yeri ayıran,
Nispeten daha ince
bir kapıyıDa açarak dışarı kaçtı.

Doğaya karıştı.

Ve bazı garip dev bitkiler,
Çıktı oturdu
Tunbull
Üstü bağrına onların.

Çevreyi şöyle bir süzdü,
Ufuktan ufka…

Bu ölüm ormanında
Gaz maskesiyle çıktı tabi,
Ama buraya kararlı geldi.
3 dakikalık süre dolmadan,
İki dakkada bitirmeli kesin işini
Ve takmalı tekrar
Geri maskeyi.

Havayı…
Bir kez koklamalı,
Yoklamalı.

Kalmamalı denememiş de
-o da başka…

Çıkarken o laboratuvardan;
Eli silahlı askerlerin
Yaklaşmakta olduğu haberi verisi
Gelmişti,Sadasa

Kulağında elli,
Gelirler nerdeyse…
Ama ağzı kulaklarına varmışikense
Mutluluktan çakar Güneş,
Belirir! ! !

:Her bir gün
Bir mucize, tam;
İnanılası.

Yavaş yavaş
Kıpırdıyor
Çevresindeki bitkiler.
Düşünüyordur şu an, tepesinde oturduğu dev bitkinin:
‘Ölümlerden çıkar ise doğum;
Burada, çevrede, de çok taş var’:
“Sıkıp su çıkarsak biraz,
Gene de çok çakıl kalır.
Azını da eve götürür, laboratuvara,
Deneylere abone yaparız onları;
Yoksa deney tüpleri,
Şişe kavmi darılır.”

Pantolon cebindeki kesesini çıkararak
Ağzına bir bor ezmesi Tabletiattı.
Daha bir kendine geldi,
Kıtır kıtır vevit-amin c
Az sonra, geri dönüp
Kendine bir ziyafet çekebilirdi:
Bilir mi günün menüsünde var ne
,Anne?
Ama bu kadar işte
hasbelkaderliği hayatın:

Biraz şans biraz kaos;
Işıktan çıktığın karanlıktan
Ölüme geçişte, doğuma ölümden
Gerisi Xadas

En güzel şeyler ‘şimdi’ başlar,
‘Allergen gelen’polensinin
Uçuşan toz helva olduğu
Başlamaz mı?
Bir çeşit ilkbaharı gibi
Silüetsi nadasların..
Şimdi, evet şimdi! !
Ölümün bile:
Zamanın üzerine hükümranlık sürmediğinden belki
Denilen şu bildiğim,
Tanıdığım
Gizli özne
-o yerden…

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 29.2.2008 06:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hayali bir hikaye üzerine oturtulu. Akbar, plain ve italik, 9 yazı tipi ve ebadında yazıldı orjinalinde; formal, orijinal şekli blogcuya asacağım. Trt 1’de izlenen “rüzgarlı vadi” adlı Japonsal bir çocuk çizgi filminin bir bölümü üzerine kafadaki oluşmuşların da dağıtılıp sonra yeni düşüncelerle de harmanlanarak ortaya çıkan böle bir şiir. 20 şub. ’08 Çarş.21:14/21:15/16/..21/41/45/48/22:02(21:00-22.00) Ve 21 şub. 17:15 son haliyle 29 şub dğç|1/2

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Akça