Hohensalzburg kilisesinin çanları yankılanıyordu, Slazburg’un dört yanı tepe olan yamaçlarından
Bardaktan boşalırcasına yağıyor yağmur, Tuna’nın kolları vadiye doğru akıyordu tüm heybetiyle
Mızrap başlı yıldırımlar aydınlatıyor geceyi, rüzgarlar Slazburg ormanıyla senfoni veriyordu sanki bu gece
Getreidegasse sokağındaki bay Leopold Mozartın evinde ise farklı bir telaş vardı sabaha karşı
Odun sobaları tüm gece harlandı, çatı katındaki oluklar yamanmış, sabaha kadar gözlerini bile kırpmamıştı tüm aile
Bay Leopord son bir kez daha el yordamıyla piposunu doldurup, olmazsa bir saat gözlerini dinlendirmeyi düşünüyordu
Kent orkestrasında şef muaviniydi ve aylardan sonra gelen ilk konser, yorgun bedeninin özrünü baş piskopos asla kabul etmezdi
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
belgesel nitelikli harika bir anlatım..
hayranı olduğum bir yaşam öyküsüdür..
... Wolfgang Amadeus Mozart...
kutluyorum.
belgesel nitelikli harika bir anlatım..
hayranı olduğum bir yaşam öyküsüdür..
... Wolfgang Amadeus Mozart...
kutluyorum.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta