Yorgun argın, alırım yatağımda soluğu:
Yatak, yol yorgununa en hoş dinlenme yeri,
Ama bu sefer başlar aklımın yolculuğu,
Kafam çırpınır gövdem bitirmişken işleri;
Depreşen duygularım gurbet elden o zaman
Sana varmak isteyip uğrunda hacca çıkar,
O günkü insafsızlığın şimdi yakınlaştırıyor beni sana;
O zamanlar nasıl acı çektiğim aklıma geliyor da şimdi,
Korkuyorum ezilmekten, kendi yaptığımın yükü altında;
Tunçtan ya da dövme çelikten olsun sinirlerim meğer ki.
Beni o sıra sarsıldığım kadar sarstıysa eğer seni
Şu zalimliğim şimdi, cehennem azabı çektin herhalde;
Sen neden yapılmışsın, varlığının özü ne?
Sayısız garip gölge, el pençe divan sana.
Herkes tek bir kez yansır, herkeste tek bir gölge;
Tek olan senden düşer her gölge dört bir yana.
Besbelli, sana desem gel, Adonis' i anlat:
O senin sahte resmin, salt kötü bir taklidin...
Ah, güzellik nasıl da doğruluğun kattığı
Cânım süslerle kat kat güzelliğe bürünür!
Gül, alımlıdır ama, bağrında yaşattığı
Tatlı kokuyla bize çok daha hoş görünür.
Yaban güllerinin de, büyülü kokularda
Görkeme ermiş güller kadar koyudur rengi;
Ne yaldızlı hükümdar anıtları, ne mermer
Ömür süremez benim güçlü şiirim kadar;
Seni pasaklı Zaman pis bir mezara gömer.
Ama satırlarımda güzelliğin ışıldar
Savaşlar tepetaklak devirir heykelleri
Çökertir boğuşanlar yapı demez sur demez,
Tatlı sevgi, gücünü tazele de iştahın
Körlendi demesinler bıçak çekmeden önce;
Öyle ya, bugün doyup yatışsa bile yarın
Bulur eski gücünü yeniden bilenince.
Sen de öyle ol, sevgi: bugün aç gözlerini
Tıkabasa doyur da sımsıkı kapat,. ama
Tanrı beni ilk başta sana kul yaptı, sonra
Keyfine el koymamı yasak etti
Ya da özlem duymamı hesaplı zamanlara:
Kölenim ya, boş vaktin olsun diye bekletti.
Ah, bırak katlanayım, el pençe divan: değer,
Senin özgürlüğünün tutuklu yokluğuna;
Yeni hiçbir şey yoksa, yalnız eskiler varsa
Demek ki beynimize oynanan bir oyun var,
Yaşamış bir çocuğu doğurmağa kalkarsa
Yaratma çabasıyla sancılanarak tekrar!
Ah, şu eski defterler bir dönüp baksa geri.
Güneşin beş yüz kere dönüşünden de önce,
Dinen dalgalar gibi kayalık kıyılarda
Sonlarına koşuşur ömrümüzün ânları
Hızla yuvarlanırlar çırpınarak ardarda
Tutmak istercesine öne atılanları
Doğan varlık aydınlık günlere erer ermez
Olgunluğa ilerler, tam kıvamını bulur.
Hepsini al, sevgilim, ne sevgi varsa bende,
Çoktan senin olmayan ve sevgi sağlarsın ki?
Gerçek der misin ona eline geçirsen de
Sevdiklerimin hepsi sende değil mi sanki?
Sevgilimi alırsan gerçek sevgi uğruna
Ses çıkarmam onunla keyif sürdüğün için;
lucrece tecavüzü diye bir şiir kitabı var. türkçe çevirisi varsa(kitap olarak) bana linkini atar mısınız?
..
İstediklerimize eriştiğimizde gönül rahatlığıyla bir sevinç duyamıyorsak hiçbir şey kazanılmamış, her şey yitirilmiş demektir.
Machbeth
..
..
Sessiz aşk ne yazmışsa onu oku ve öğren,
Aşkın ince aklıdır gözlerle duyup bilen...
.. çünkü aşk suça iter seveni ..