VUSLAT-2
(SELÂM OLSUN)
Vuslat yolunun durağı,
Kökenlere selâm olsun,
Bu yolda kutlu Burağı.
Çekenlere selâm olsun...
Çok yakının, ırağı bu,
Bir arzunun, merağı bu,
Belki sonun, durağı bu,
Çökenlere, selâm olsun...
Varınca, bab-ı dergâha,
Ruh müntesip, ol âgâha,
Eğip boynun, padişaha,
Bükenlere, selâm olsun...
Dergâhtan içeri girip,
Usulünce selâm verip,
Kalan yeri, uygun görüp,
Çökenlere, selâm olsun...
Ne ötesi, nede beri,
Odur, ordaki ederi,
Tazim ile, geri geri,
Çıkanlara, selâm olsun...
Hayatı bil, neden, niçin,
Bak, bu hayat, senin için,
Helâlinden, rızık için,
Ekenlere, selâm olsun...
Mazlumun halini gören,
Yetimin hakkını veren,
Kökü tutup, gül'ü veren,
Diken'lere, selâm olsun...
Güneş parlak, ay ürüşen,
Dile ondan, verir, "Zişan",
Gül yüzlüme, gül'den nişan,
Takanlara, selâm olsun...
Cephede heybetli duran,
Elde kılıç, dilde Kur 'an,
Nefsinin boynunu kıran,
Hakanlara, selâm olsun...
Dil kemiksiz, ama kırar,
Söz, taş değil, ama yarar,
Tatlı dilse, yara sarar,
Dökenlere, selâm olsun...
Selâm olsun, selâm olsun,
Akranlara, selâm olsun,
İade-i ziyaretim,
Mekânlara, selâm olsun...
Saim Kaya
10.05.19
Kayıt Tarihi : 19.11.2019 17:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!