Bilmem nasıl anlatsam, içimdeki depremi,
Akrepler güne çıkmış, kan kusuyor vicdanım.
Ağzımdan çıkan sözden, kibir hâsıl olursa;
Derin kuyu gün görmez, solar neşv ü nemanım.
Gayem; ne bir saltanat, ne şan ne de şöhrettir.
Tüm dünyevî işlerden uzak olmak peymanım.
Bir karıncayı bile incitmemekse gaye;
Bir tek kendi nefsiyle, cihâd eden hakanım...
Meyletseydim dünyaya, olurdu ya sarayım
Oysa bilmiyorlar ki… Dünya olmuş zindanım.
Gözümdeki perdeye güneş biçare kalmış.
Ay ışığında iz mi sürer yoksa çobanım?
Nedir bunca ağırlık, dalgalar derya gibi…
Gam yüklü bu gemide, bir huzursuz kaptanım.
Ne fırtınalar gördüm, ne karlar ne boranlar…
Duayla çakmasaydım, yıkılırdı mekanım.
Derdi veren Allah’ım dermansız bırakır mı?
Âlemin Hâkimi’ne tamdır ilm ü imânım.
Su, ateş, hava, toprak hepsi Hâktan değil mi?
Ne eksik ne bir fazla… Derdime tam dermanım.
Her aldığım nefeste, Mevla’yı anar kalbim.
Bir tek o’dur İlah’ım, bir tek O’dur Sultan’ım.
Cahildim arif etti, irfan deşti aklımı.
Yolumu tarif etti, "ezan"ım ve "Kur’an"’ım.
Elbet münevver günler çok yakında gelecek.
Mührümü vuracağım, yazılacak fermanım.
Elbet münevver günler çok yakında olacak.
Ve gönül mezarında son bulacak buhranım...
19 EKİM 2013 Cumartesi (KARAMAN)
Emre Yıldız KaramanKayıt Tarihi : 6.1.2014 22:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!