Bürününce pembeye mavi sevgi
Yüzü yalar sorgun göz
Anlar cümle cihan bir bakışla
Aynalara düşer,sessizlik pencesinden kurtulan umut
Çınlatır güvercin sesi
Pencere kenarına ufalanır ekmek,umutta dilek
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yüreğine sağlık üstadım çok güzel bir şiir kutlarım..
Kalemimle ben düşeriz yollara Gücüm yetmez kagıda,kalem kızgın Derya deniz çizer,çıksada karşısına hortum...
MÜKEMMEL ÇALIŞMA .BEĞENİYLE OKUDUM CAN BACIM. YÜREĞİMDEN YÜREĞİNE SELAMLAR TEBRİKLER. SEVGİYLE..
An olurda düşersen gece derinliklerine
Sıklaşır gölgelerimin adımları
Mutluluğu sende bırakır
Denize akan kum olur
Vurgunları alır akarım sonsuzluğa
Kutlarım hocam.keyifle okunası bir çalışmaydı
Sanırım haklısınız.
Hep bizlere vurgunları alıp kum olmak düşecek.
Selamlarımla...
An olur da düşerse yansımam aynalara
Geçmiş zamanı an akıt semaya
Rapunzel'in bulut bakışından düşer bir damla
Dudaklarında açan gül olurum
çok güzeldi çok beğendim
saydılarımla
Ne denilebilinirki bu muhteşem şiire..Tebrikler vede alkışlar...Tam puan..Yüreğin kalemin zeval görmesin...Paylaşımın içinse ayrıca teşekkürler..yunus karaçöp
Gönül sahilinden kalkar bir vapur
Deniz,martı ve sen...olur üçgen
Kanımdaki senle dolar kalem
Yılların sarı gölgesinde olsa da kagıt
Kınından çekilmiş kılıç endamında
Kalemimle ben düşeriz yollara
Gücüm yetmez kagıda,kalem kızgın
Derya deniz çizer,çıksada karşısına hortum
Güneşi içer kumsal,uzanır deniz
Kayar samanyolundan bir yıldız
Uzatır bogum bogum sarı saçını
Köpükten belirir beyaz atlı prens
Aşkın beden teri karaşır kumsala
Rapunzel'in sesi kumdan kulede
Kumsalda çıplak ayak izi her iz aşkın dizesi
Bakışlarda gölge ışık,güneşin aşk ateşi
Canlanır mitoloji, kelimeleşir rüzgar
Mavileşir yağmur kokan denizin beyaz teni
Ey sevgili
An olur da kumsalda eksilirse kum tanesi
Yüzüne yüzüm değer
Benı sende bırakır giderım orman yeşiline
Güneş olur parlarım gönlünde
Çok güzel dizeler,yüreğinize kaleminize sağlık hanımefendi.
saygımla...
An olurda düşersen gece derinliklerine
Sıklaşır gölgelerimin adımları
Mutluluğu sende bırakır
Denize akan kum olur
Vurgunları alır akarım sonsuzluğa
yüreğiniz daim olsun...
harika ve içten gelen dizeler...
mükemmel bir anlatımla gelmişsiniz..
saygılarımı gönderiyorum...
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta