biliyorum, şimdi şiddetli bir baş ağrısı.
duvarın dibine düşmüş hiçbir gölgede
bulamazsın, yok benim tenimin kokusu.
bir sandala bin şimdi hemen,
çift kürekçisi olsun istersen.
sen ayaklarını suya sarkıt
belki beni o sularda bulursun.
seninle bir deniz kokusunun
tuzlu mavi, serin tadında tanıştık.
martılarımız ve deniz kuşları vardı.
ve kıskanç öfkesine karşı güneşin
kanatlarını başımızın üstünde
onlar açmışlardı.
sonra en derinlerde doğdu çocuklarımız,
kimselerin eline yeni hayatların
kanları bulanmadan.
sazlarımızın teline vururdu
her gece yarısı
uzak deniz fenerlerinin ışıkları.
bir aydınlık sarardı, bir aydınlık.
gözlerimizden girer, yüreğimize dolardı.
ne güzel söylerdik türkülerimizi
hiç yorulmadan
ve yaktığımız ateşi söndürmeden.
sonra bir gün nasıl olduysa oldu.
binlerce volt vurgun, beynimden vurdu.
ayakların suda,
oturup beni beklediğin yerde
anlamadığın bir sarsıntıyla birden
yüreğin fırlar gibi oldu yerinden.
yaşamın oltasına bu kez sen tutulmuştun.
nasıl olduğunu anlamadan, karaya vurmuştun.
biliyorum şimdi şiddetli bir baş ağrısı.
her aklına düşmesi gibi, ölümün acısı.
boşuna bakma, duvarın dibine düşmüş
hiçbir gölgede bulamazsın,
yok benim tenimin kokusu.
bir sandala bin şimdi hemen,
çift kürekçisi olsun istersen.
sen ayaklarını suya sarkıt
belki beni o sularda bulursun.
Kayıt Tarihi : 12.1.2007 10:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
biliyorum, şimdi şiddetli bir baş ağrısı.
duvarın dibine düşmüş hiçbir gölgede
bulamazsın, yok benim tenimin kokusu.
bir sandala bin şimdi hemen,
çift kürekçisi olsun istersen.
sen ayaklarını suya sarkıt
belki beni o sularda bulursun.
seninle bir deniz kokusunun
tuzlu mavi, serin tadında tanıştık.
martılarımız ve deniz kuşları vardı.
ve kıskanç öfkesine karşı güneşin
kanatlarını başımızın üstünde
onlar açmışlardı.
sonra en derinlerde doğdu çocuklarımız,
kimselerin eline yeni hayatların
kanları bulanmadan.
sazlarımızın teline vururdu
her gece yarısı
uzak deniz fenerlerinin ışıkları.
bir aydınlık sarardı, bir aydınlık.
gözlerimizden girer, yüreğimize dolardı.
ne güzel söylerdik türkülerimizi
hiç yorulmadan
ve yaktığımız ateşi söndürmeden.
sonra bir gün nasıl olduysa oldu.
binlerce volt vurgun, beynimden vurdu.
ayakların suda,
oturup beni beklediğin yerde
anlamadığın bir sarsıntıyla birden
yüreğin fırlar gibi oldu yerinden.
yaşamın oltasına bu kez sen tutulmuştun.
nasıl olduğunu anlamadan, karaya vurmuştun.
biliyorum şimdi şiddetli bir baş ağrısı.
her aklına düşmesi gibi, ölümün acısı.
boşuna bakma, duvarın dibine düşmüş
hiçbir gölgede bulamazsın,
yok benim tenimin kokusu.
bir sandala bin şimdi hemen,
çift kürekçisi olsun istersen.
sen ayaklarını suya sarkıt
belki beni o sularda bulursun.
Cevat Çeştepe
**
Kutlarım ..
Her zaman ki gibi..
yine şiirin içinde, şiiri yaşattın..
kelimeler ayakta idi...
bende şairi alkışladım...
ne diyim Cevat Kaptan yazdım mı böyle yazıyor ..
Güçlü yürek kalemi hep yazdırsın
Selam , sevgi şair yüreğe
.......
bir sandala bin şimdi hemen,
çift kürekçisi olsun istersen.
sen ayaklarını suya sarkıt
belki beni o sularda bulursun.
biliyormusunuz cevat bey ben cok beğendiğim şiirleri masa üstüme alırım bir arşivim var böyle oluşturduğum adıda okunası şiirler ...ben bu şiirinizi aldım dosyama koydum defalarca okumak için...
kutluyorum papatyalar yüreğinize
tebriklerimle...
TÜM YORUMLAR (3)