Vitrinlerden,
Kehribar selleri boşalıyor.
Zerrelerinde,
Elem duran çehren.
Ben eşikleri kandırıyorum,
Anbean,
Oysa sen bacaları.
*
Deryalara dönüp,
Yanlışı fısıldıyorum kargalara,
Sen sandallara.
*
Haydutlarca terk edilmiş,
Meçhul iskelede.
Tenha yarımadalara sürüklüyorum,
Dizelerimi.
*
Uzaklaşmak diliyorum,
Işıldayıp yiten,
Yıldırım misali.
*
Yaklaş ve seyret,
Berimde mazi sandığının,
Kilidi mevcut.
Avuçlarımda,
Küflü vidalar.
*
Bütün mahzenleri,
Viran eyleyerek.
Teker teker,
Sesleniyor şahsıma,
İrislerin.
*
Nazarın,
En mağrur kısrakların, sektiği düzlükte,
Bir hazan küresi.
Tebessümle süzdüğün pınarlar,
Arşa doğru çevrilmiş,
Ameleler.
*
Süryanice konuşanların,
Kasımpatı şafaklarında,
Nehir boylarında,
Baş kaldırdığı,
Melodi işittiği,
Heves çarkı.
*
Izdırap çekenlerin,
Sevda mahzeninde,
Bütün heceler kapaklarında,
Destansı ozanların,
Kibirli uçları.
*
Beni çekiyor irislerin,
Bir ceylan misali kirpiklerin.
Ömrümüze devrildiği,
Vakkitten beri.
*
Yine de çok ıraklardan,
Şahadet parmağıyla,
Seslense de bana irislerin.
Gidiyorum,
Kış kuşları misali,
Arşınlıyorum,
Sonbahar örtüsünü.
Kayıt Tarihi : 28.11.2025 00:31:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!