Insan, dünyanin tanimadigi asri YABANCI ve en ZARARLI MADDESINE durmaksizin degisip dönüsen azginlik cilginlik sapkinlik delirginlik belirsizlik bilinmezlik cürümüslük yagma yikim talan tarumar ve imrendigine benzesme hizinda; kendisiyle sogulup uzaklasan bosluklara yigip koydugu kopuklugun kapanmaz mesafelerini yasamin yenilmisligi kadar büyük gelisim bozukluklarindan örtünüp örtbas olmaya kalkistigi ZÜGÜRTLÜK TECELLISI ve KAFA KIYAKLIGI kendi kendine sakinlesme avuntusudur ananar, babalar,simitciler, kanaryacilar, tornacilar, berberler, esnaflar, amigolar, dedeler, tosgalar, isciler,teehüratcilar, süpürgeciler, büfeciler, kurnacilar, terziciler, paspascilar, pompacilar, sevgililer kamyoncular, sütlascilar, yahut KADINLAR günü..
Tam da korkunc bir yozlasmayi KÜLTÜR diye zokalayip yalatip yedirip yutturtarak, en basta ve en co kadinlari avlayip avanaklayan en asagilik GELIN MUTFAKTA veya KAYNANA GELIN CEYIZLESME cöp zibil furya bagirti kapisma rezillikleriyl dolu kepazeligin daniskasini müthis derecelerden asilanip AFYONLASAN cark cevrim cenderesinin, taaaaa `Yaprak Dökümü ` siraya dizmelerinden baslayarak, sürekli ACI ve kesintisiz KAHIR vurgusunu sanciyip sizlayan ve ezdikce ezen ÜZÜNTÜ VERCICILIGINI yedirdikce delik desik olmadik ne ruhu ne bedeni kalmayan karsi konulmaz tedavilik hastalik sinirini coktan asmis BAGIMLILIGA agirlikli olarak kadin damarindan isleyip insan ve TOPLUM mayaladilar.
Hic susmayan salya sümük birbirine karismis uzun aglayislarin arka fonunda devamli ve uyusturucu mahiyetli isi kolay kilan keman, girnata, cümbüs, cello, kabak kemani, saz, elektro gitar, solo veya koro halli söz siir yahut heybetli ölüslerin cigliklarini baaar bar bagirttilar.Nitelikli ve süslü laf devre daim hirlasmasinin `elimdesin; ve burdan baska pirtip tüyüp kacacak hicbir kurtulusun yok` emin olan tutsakligi ne boyutta ve derinlikte hicbir tepkisizlige ve özgün hayat belirtisine birakmayacak sekilde kafesleyip cogalttiklari toplumsal enkaza yagmanin, dümenin, talanin, sömürünün, acinin, kuskunun, korkunun, güvensizligin, sevgisizligin ,cirkefligin, kepazeligin, hirsin, entrikanin, sehvetin, siddetin, acimasizligin, endisenin, kayginin, bencilligin, yalnizligin, kimsesizligin kalici hale getiren her türlü algisini ve alskanligini oralardan akip insan ruhuna bosalan saplantilari ve sabitlenmisliklari kundaklayip kafeslediler.
Git gide alip sürükleyen yillarla` Kurtlar Vadisi`, `Muhtesem Yüzyil`, `Cukur`, `Carpisma`..diye diye `nasil olsa elimdesin` bitmis tükenmisligii en cok YUVA kavramina esitlendigi varsayimiyla kadinlar üzerinden sizip saldirip sünenler, ugratiklari tahrip ve tecavüzleri müthis örseleme sarsma silkeleme bayma ve ACIYARAK BENZESME özenti hayranlik ve imrentilerini her hane halkina alabildigine kolay; olabilecegince etkin; ve olabildigince kendindenmis gibi dayayip dösediler.
Kanal KANAL, damar damar, lime lime, hinca hinc…devrilip dökülen hezimeti tamamen tümden ve topyekün kökünü kaziyip perim perisan edecek olanlarla dilsiz sohbetsiz yalniz yorgun yilgin karisik bulanik celiskili tükenmis yenilmis kendi olmayan yabancilasmalara kul ve köle; her hal caresini kendi disinda olup bitenlerden uman ve beklesen derin bir cukuru, en cok KADIN egilim ve zaafiyetinden ötrüp örgütlestirildi. Uzuuun agitlarla salya sümük baktigi yere hicbir özgün iradesi akli fikri düsüncesi mantigi dengesi cekingesi itirazi tepkisi uyanikligi sorgulamasi olmaksizin sürüklenip giderek bayilip uyustuguyla en cok KADIN; en cok da damarini dimagini zaafiyetini egilimini kendilerinden taniyan bilen KADINLARCA bütün sosyolojik siyasi veya sosyal danismanligini yine kadinlarin yapip kurgulayip canaklayarak cerceveledigi sunumlarla boyandi badanalandi evsiz barksizlik programlanmis rezillikler soytariliklar eglencelikler diziler kafeslikler ve özentiler servis edildi. Cok aglayip hic mi hic gülmeyen kosullamalarin agalar ascilar beyler yalakalar usaklar fuhuslar furyalar ihtiraslar cemkirmeler tehditler dalkavuklar lanetler vurmalar ve vurduguyla kendini kanun devlet trafik toprak bina insan yiginagina hükümdar olan eskiyalasmalar silsilesinin hep birarada sürekli kabul gören VILLA-ZÜMRE kapisina hayran kalma saplanmis sivanmisligi böylece toplumunun ORTAK ÖZENTISI ve dolasimina karman karisik edildi.
Hep hüngür zongur zangur aglayan ve neredeyse hic gülmeyen asik –düsük suratliligin bir acayip ilgi cekici öznesi ve her fiyakasi yerinde yüklenicisi olmak icin TOPLUM; en zayif halkasiyla YUVA`ya özgü ve EV cagrisimli KADINI cevreleyip kusatan saldirgan sizintilardan bütün AILE`yi her bir bireyi ile delik desik eden bozuluslara koparip ayirip parcalayarak talan tarumar etti. Bu yoksunlugun bütün yikici ve öldürücü tahrip kaliplarini özümseyen sevgisizlikle, vakitsizlikle, kaypak kacamaklarla, asla görmezden gelmekle, paylasimsizlikla, kendini pozlayan dayatmalarla, hic konusup danismayan kopuklukla, icten ice kendi kabuguna cekilip derinlesmis ilgisiz iletisimsizliklerle, odalarla dosyalar ve esyalarla birbirini duvarlasip sinirlayan bencilikle, hic umrunda itibarinda özünde huzurunda olmayan ruhsuz duyarsiz bedensizlikle, önüne konulan yapilmis ve yazilmis cok tüketimliligi harcanip tikanan doyumsuzlukla, acimasizlikla, tikinarak saglikli kalmayi ummakla, her ne pahasina olursa olsun imrendiginin kendisi olmak icin tüm eder deger ve birikimlerini ailesi cevresi ülkesi dünyasi nezdinden sahip oldugu tüm insanligini ve kisiligini kamcilayip kiskirtan catismalarin kodladigi gibi devirip döküp yikim malzemesi olarak mevzilenen, mevzulanan, giyinen, kusanan veya soyunan arac gerece en cok KADINI kendine özellestirerek devsirilip dönüstürüldü insan.
Baktigi tutsaklik penceresinden kendini cekip alamayan ve sayesinde tüm hane insanini ve ev halkini kendisinin oldugu aynisiyla süsleyip sekillendirsin diye KADIN, uzuuun aagitlarin KEMAN hacerleyerek veya ince mizrakli PIYANO tuslayarak ruhsal derinligini kusatip talan tarumar edildigi güdümlülügü her türlü KÜLTÜREL yozlasmisliga ugrayan tecavüzlerin hep aglayip hic yüzü gülmeyen kenar süsü ve yarinki zamanlar kalntisi heykeli yerine dörtbucak edildi. Yasanilan hayatinböylece her köse kenarina ugratildigi delik desiklikle oturtulup sakin edilen KADIN; baskasina bakarak `niye bizde yok ´ nispet hirs yaris ve aylik tüketim sepetinin kurcalayip cüzdan bosaltan soygun ve sömürgeciligine de kulecilik eden gözdesi olup gitti.
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta