Vicdani reddin kökenlerini Ortaçağ'da ilk olarak orta Avrupa feodal beyliklerinde bulmak mümkün. O dönemde çeşitli Hristiyan tarikatları feodal beylerle anlaşmalar yapıp, bir çeşit 'savaş vergisi' ödeyerek üyelerini ordu hizmetinin dışında tutuyorlardı. Bu durumu gerçek anlamıyla vicdani red olarak tanımlamak mümkün değildir; zira, reddetmek denen insani yeti hiçbir çağda bedeli para ile ödenen birşey olarak ortaya çıkmamıştır. Bu çizgiyi ilk terkeden ve feodal rejimin ya askerlik hizmeti ya savaş vergisi dayatmasına karşı ilk radikal çıkışı gerçekleştiren Almanya'daki 'Wiedertaeufer' tarikatı, Katolik kilisesinin kışkıtmasıyla kanlı bir şekilde bastırıldı. Sonrasında 18. yüzyılda Ingiltere'de, dini inançları nedeniyle şiddet kullanmayı, askerlik yapmayı ve vergi vermeyi reddeden 'Quaker' tarikatını görüyoruz. Quakerler gerekçelerinin açıklığı ve tavırlarındaki tutarlılıkla ilk vicdani retçiler olarak adlandırılabilirler.
Vicdani retçilerin 20. yüzyılda ilk kitlesel çıkışı 1. Paylaşım Savaşı sırasında Ingiltere'de gerçekleşti. Savaşa çağrılan binlerce insan savaşa katılmayı reddettiler, 3.000 tanesi hapse atıldı. Bu çıkıştan sonra 1921 yılında Ingiliz retçilerin önemli bir bölümünü oluşturduğu WRI (War Resisters' International - Uluslararası Savaş Karşıtları) kuruldu. WRI daha sonra yerel savaş karşıtı örgütlerin ve vicdani red örgütlerinin uluslararası çatısı haline geldi.
Vicdani red hareketi 1968 ve sonrasında bütün Avrupa'yı sarstı. Avrupa devletleri vicdani red hakkını '70'lerin ortasından başlayarak tanımaya başladılar. '80'lerin başında Yunanistan ve Türkiye dışında bütün Avrupa ülkelerinde vicdani red hakkı tanınmış durumdaydı. Ancak vicdani red hakkı 'sivil hizmet' zorunluluğuyla birlikte elde edilebildi. Silahlı hizmet yapmak istemeyen insanlar gene zorunlu olarak ve çoğunlukla askerlikten daha uzun bir süre hastane, okul vb. sosyal birimlerde çok düşük ücretlerle hizmet etmeye zorlanıyorlar. Batılı liberal devletler bu yasal düzenlemeyle Avrupa vicdani red hareketinin büyük bölümünü yönlendirmeyi başardılarsa da, bugün, hem askerlik yapmayı hem de sivil hizmet yapmayı reddeden insanlardan oluşan 'total red' hareketi Avrupa, Latin Amerika ve Afrika'nın çeşitli ülkelerinde sürmektedir. Bu tavır devletin birey üstündeki hiçbir tasarrufunu kabul etmemesi ve uluslararası savaş düzenine her ne biçimde olursa olsun hizmet etmeyi reddetmesi ile radikal savaş karşıtlığının gerçek taşıyıcısı durumundadır.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.