I.
Yerden kaldırıp vicdanımı,
öpüp,
alnıma koymadan
kim bilir hangi duvar kenarında bıraktım.
Şimdi uzanır önüme
varlık ile yokluk arasından sırat.
Kılıç keskinliğinde.
Ruhum ayaklarımın yalın halinde.
II.
Gidildikçe uzaklaşan ufuklara giden yollarda
yalın ayaklı küçük insanlar
yitirirken çocukluğunu,
ben vicdanımı
beynimde bulandırıp,
namüsait bir idrakın uçurum kenarında bıraktım.
Sonsuz bir hiçin içine
hiç kadar sonsuzluk damlatıp
kafatasımda kayboldum.
Şimdi hangi mısrada bulurum yolumu?
III.
Yarim
ekilmemiş topraklara
yağan yağmurun hüznüdür gözlerin.
Kızıl bir şafak kemirirken karanlığı,
kırağı düşmüş
kızıl bir meşe yaprağından,
düşmek üzere sanki gözlerin.
Gözlerin
Adem'in sürgünlüğüne sebep cennet meyvaları.
Şimdi ben vicdanımı
göğüs kafesime hapsedip,
hangi mısrada dokunurum
teninin yırtılmış atmosferine?
Kayıt Tarihi : 1.12.2008 22:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!