VİCDAN
Vicdânın, ehl-i hal için "süveydâ" da olduğu kanaatindeyim.
Mâlum olduğu üzere nokta-i süveydâ, zahirî beytullah olan Kâbe-i Muazzamadaki Hacerül Esved misâli, mânevî beytullah olan kalpteki kara noktadır.
Süveyda noktası, Sâhibinden, yâni "Yere göğe sığmam,ancak mü'min kulumun kalbine sığarım" buyuran Yaratandan başkasının hakîki mânada müşâhade edemeyeceği noktadır.
Kâinatın dürülüp içine sığdığı, nazargâh-ı Hak olan noktadır...
Âcizin vicdânı, olsa olsa kalbin dışa açılan kapısı "fuad" dadır ki; onu dahi bulabilecek, görebilecek doktor bulunmadığı kanaatindeyim.
Cam kırıkları üzerinde yürüyüp aşkını sadakatini küçük yüreklere tevdi ettiğin an kulaklarına dolar eğreti bir rüzgar.
Her gördüğün aynanın güneşi yansıtmadığını anlarsın...
Zarif bir rüzgardı sevda denilen şey düşündükçe yanarsın. O büyük sevgi beraberinde güveni getirir,
sevdiğine sırrını açarsın. Onun değerli olduğunu sevildiğini hissettirirsin. Uğruna kitaplar yazar, şiirlerde kodlarsın... Verdiğin sırrın eğreti dillerde dolaştığını duyar üzülürsün, keşkelere karışır asi cümlelerin...Yıllar geçse de bu deprem beyninde şok dalgası gibi vurmaya devam edecek...
Özür mü? Kim kimden özür dileyecek gurur varken...
Gurur Kaf dağında derebeyi demişti Arif Nihat...
gurur Kaf dağında dolaşmaya devam etsin.
Vicdan çoktan tatile çıkmıştı bile
Üstelik kırdığı kalbin vebali ile...
Kayıt Tarihi : 3.3.2019 21:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Vefa ve Vicdan

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!