Sıcak bir mayıs ayında İstanbul da gözlerimi dünyaya açtım. O gözler merakla hep bir şeyleri aradı ; Bazen bir insanı , bazense bir fikri. İnsan ya bu sürekli bir arayışta. Umarım aradıklarımızı bir gün buluruz.
Saatler günleri,günlerse haftaları;haftalar ayları,aylarsa yılları takip ederken ben de seni kovaladım.
Geçen zamanda sende kısılı kaldım.
Bu özgürlüksüzlüğün en güzeliydi belki de.
Sende kalmak,sana kalmak.
Her hücremde seni hissetmek, senle üremek ve çoğalmak; senle yaşamaya devam etmek, yaşamı sende bulmak güzeldi.
değer verdiğim insanların sevgisizlikleri beni buruk mateme boğuyor
inanır mısın o güneş hiç doğmuyor, o gemi dönmüyor.
ne o geliyor ne de onun arkasından umut.
boş ver diyorlar unut!
ben seni göklere yazmışım nasıl diyorlar unut.
Dört şişe roman ardına iki kadeh şiir içtik.
Kaderin puslu yollarında hayatımızı bilmeden biçtik.
Bizler doğmadan önce birer hiçtik.
güneşsiz kalmış bir karanlık
aydınlığa hasret.
güneşini bekliyor parıldamak için.
bir ışık darbesi istiyor buradayım diye
karanlıklar içinden bir umut diye bağırıyor.
bağırıyor da kimse onu duymuyor
Öyle olmaz, prangalar vur gönül bağıma.
Sök kalbimi yerinden.
Ağır gelir sözlerin.
Etkiler beni derinden.
Sönmez bir ateş gibiyim
Yakar geçer bu beden.
Gönlüm boş , ben sar , sen sarhoş.
Bırak işi gücü yanıma koş .
Ya gelirsin ya gelmezsin
Karanlık olur dünyam, öyle loş.
.
Kaderin cilvesi miydi yoksa bu,
Yoksa ardına gelen buğulu bir seçim mi ?
İnsan ya bu, bir sığınak arıyor.
Gözlerim delirircesine dönerken seni arıyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!