böyle idi işte
bayağı zamanların endamı menekşeler açtı diye
ne gerek vardı yani, akortsuz salınımlar göstermeye
bir bonsai kadar bile yeşermeyen yapraklara meyledip
kelebek pervaneye doğru nasıl açık kulaç giderse
şaşkınım
Züleyha olmak, topraktan fitreler kadar tez çıkıp
alınganlık eşiğini aşmış iken
emsali hiç bir çağda görülmemiş ki Yusuf’un
durduk yerde atıldığı kuyunun dibini görmek merakı da ne
artzamanların realitesi uyuşmaz mistisizmin ironisiyle
hiç çarmıh düşünmemiştim, ya da bir sunak, tanığımdır Allah
pragmatizme de aklım ermez, hanidir bu gün gitsen
yarın dönebilme olasılığın varmış gibi düşlerle öyle
kum tepelerini mi hedef almıştın kendine bu mevsimde
çölde hangi korunağa siperlenecektin, dedim ki etme
körebe oyunları oynamaksa maksadın benimle
marifetin kumlar altında da olsa, sakın basma üstüne
ne olur ne olmaz, boş yere kirlenirsin çamur deryasında
velhasıl şeytanın odunu, masumun cehennemidir
artakalanların ise tamamı vesvese
Kayıt Tarihi : 28.11.2015 08:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nice güzel şiirlere dileklerimle..
Saygı ve Selamlarımla..
TÜM YORUMLAR (3)