kimi düşündüğümü sesimde solan ışıklar bilir
sen bu kentin uçsuz bucaksız sandığın sokaklarında
karanlığa terk ederken tınısını son kalp atışımın
güneşe sığınma kaçamaklarımda en acı tonu bir kış göğünün
yaban çiçekleri kadar isimsiz ve güzel bu sevda
sen çocuğumdun gülüşüyle ölümlere kumdan kaleler kurduğum
birlikte göğüs germeliymişiz meğer çatıların ilk hüzünlenişine
tüm sevgileri balkonlara çağırmak gibi ironik bir çığlığın arifesinde
bulutlar da bizim gibi kopkoyu paramparça bizim kadar kaybolmamakta ısrarcıyken
ve işitmek gerekli diyorum sevgilim serin güz başlangıçlarının yapraksız kaprisini
kendimizi hiçbir mevsimde bir başkası sanmamak için
sanmamak için sürprizlere düşkün kış akşamlarında
işitmek gerekli diyorum bir solukluk da olsa dost sıcaklığının saadetini
en derinlerde bizi hiç bırakmayan yaşama utkusunu
olgun iğdelerin gölgesiyle inerken yıldızlar çocukluk kırıntılarına
bölük pörçük temmuzlara sıkıştırılmış umutlar da yiter gider sanki
geriye bütün zamanlardan muaf üstü hiç çizilmemiş bir bekleyiş kalır
ben bu güz baskınlarına öyle alışığım ki vesikalık anımsayışlarda dahi
soğuk yağmur sularını takip ediyorum saçlarının yokluğuyla avunmak için
üşüyen düşlerimi ısıtmak için kış yağmurlarında yüzdürdüğüm saman çöpleriyle
yokluk evime gel istersen mangal gibi yüreğimde közlediğim ayrılığın
son buğusuyla öpmek istiyorum bütün gidişlerini
Kayıt Tarihi : 1.9.2011 01:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!