VEFA
Huzur verip,
hüzün satan bir mevsimin
geçerken tam ortasından,
bir soğukluk esti aralık kalan
balkon kapısından.
Bir deli rüzgar
katmış bir sararmış yaprağı önüne
avcısından kaçan ceylan gibi
ansızın düşürdü ellerime.
…
Gelecek kışın korkusu ile
sararmış, yaprağı görünce
avuçlarımda,
takıldım kaldım hazan çökmüş
solgun bakışlarına.
“Korkma ben varım” dedim,
bir elimle dokunurken saçlarına.
Kalbi avuçlarımda atan kuru yaprağın
gönlü nasıl alınır bilmiyordum.
Çaresizlik içinde sözün kıyılarında
dolaşıp duruyordum.
Bütün cesaretimi toplayıp
eğildim hafifçe kulağına,
“ Hoş geldin,
hazan günlerinin hüzünlü tanığı,
telaşlı mevsimin sarışın güzeli.
Biliyorum,
bu sözler merhem olmaz da
yaralarına,
dünya denilen bu garib yerde
hiçbirimiz ebedi de değiliz,
seferi de.
Sadece senin değil,
hepimizin ayaz altında kalmış
bedenlerimize,
gün gelecek kırağı düşecek.
Bir soğuk rüzgar
haşin bir yağmur
katıp önüne
diyardan diyara sürükleyecek.
Ve
gün gelecek,
bedelini ömrümüzle ödediğimiz
heveslere vuslat olmadan,
üzerimize hazan mevsimi
çökecek.
…
Son kez,
bütün gücünü toplayarak açtı gözlerini
tatlı bir veda hüznü ile baktı
Ümit ile korku arasında,
“yakın mı ilk bahar?” diye.
sorup tekrar kapattı.
…
Esir kaldı yüreğim
titrek bakışlarında
küt küt atan kalbi
katıldı kaldı avuçlarımda.
Kalem sustu…
Kelam bitti…
incitmeden,
en sevdiğim kitabın
sayfalarının arasına özenle koydum.
Bundan daha güzel vefa yöntemi nedir bilmiyordum.
…
Sonra
döndüm ve dedim ki,
sert sert esen rüzgâra,
mevsim müsait,
tutunduğumuz bir dalımız da yok,
beni de döndürsene,
d a l d a n d ü ş e n
k u r u y a p r a ğ a…!!!!
Öyüce
Ömer YüceKayıt Tarihi : 7.7.2022 18:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!