Vedud'un Var Şiiri - Uğur Musab Şahin

Uğur Musab Şahin
2900

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Vedud'un Var

Nerede o insan hakları, nerede barış kuşu
Sırtımızda ağırladık, namluda ki son kurşunu
Masada tokuştu kadehler "yarasın buna içilir”
Tırpan Allah düşmanında, gayrı mazlum biçilir.
1989

Neden böyle üzgün niye böyle sessizsin?
Hayatımı küstürdüler, böyle kesafetlisin?
Dünün, bugünün, yarının olmasın ne çıkar.
Seni sana terk etsinler, senin VEDUT’ un var.
Ne alem-i İslam, ne vatanımdan yok fayda.
Çin Seddinden üyük, bu mukaddes kavga.
Hak ve batıl, medeniyet kazanında karışan
Küfür yetmiş başlı dev, iman ile savaşan.
Kula kulluk küfürdür, minnettarlık köleliktir
Allah’a kul köle olmak, hür olmak demektir.
Hiçbir yar, senin kadar sevilmeye değmez,
Başım secdeden gayrı, hiç kimseye eğilmez.
1995

Sanma uçan kuş, özgürce kanat çırpmakta
Daha yüksekte süzülen kartal, göz kırpmakta.
Yedi uyuyan sahipsiz mi? Elde geçmeyen akçe
Kuyu Yusuf’a ram, Mısır da aydınlandı gece
Sanma vücudu delik deşik, Eyyub'un yara bere,
Çölde İsmail’in içip, Eyyub'un yıkandığı dere.
İbrahim’in ateşi, İsa’nın Çarmıhı, Frevu’un ölüşü.
Kabil’in Habil’i katli ve Yakub’un Yusuf’u görüşü
Sanma ki Rasulü, mağarasında kâfirler bulacak
Yahudi'yi, sanma ki, yeryüzünün efendisi olacak.
Promite’nin ilk ateşini, Resul söndürmeyecek
Nuh’un gemisine binmeyeni Hak öldürmeyecek.
Lut’tan istenen misafir, sanma kavmine verilecek
Sanma Musa denizi yarıp, kavmi geçmeyecek
Kapanan denizde boğulmayacak mı, onca alık?
Yunus’u, karnında misafir etmeyecek mi balık?
Çalacak İsrafil borusu, Şeytanın şakirtleri sürünün”
“Verilen süre doldu, her yerinize kınalar sürün..
2009

Bir mola süresi kadar, dünyadan geçti yolum
Başladığım ilk noktadan, bitti son yolculuğum.
Son Nebiye ilk gösterdi, Allah güzel cemalini.
Tur-i Sina da, Musa’ya gizledi sır-ı Cemalini.
Şimdi ki harpler harflerle, ilimç küfrün elinde
Hepsi asrın Ebu Leheb'i, Ebu Cehil hükmünde
Dinin Leb-i lisanı, hira da vah-y de ilk hecesi
Bin geceden hayırlıdır, bugün Kadir gecesi.
Öyle mağrur ve öyle yüce kaleydi ki Hayber.
Eğilip kapandı ezanı duyunca "Allahuekber".
Bu ses başka bir sesti, farklıydı kılıç sesinden.
Kan kokusu sindi, hasmın leş kokan nefesinden.
Bahtımız ahımız olsun, tahtımız olmadı çölde
Şehitler kanla yıkandılar, o kızgın kum gölünde.
Hurma gölgesinden yükseldi şehitler semaya.
Kimi Burak'la, kimi melek omzunda, kimi yaya
2009

Dün üstüme çektiğin çiziktir, hedefimin rotası
Gün olur attığın o taşlar, heykelimin kotası.
Onca düşmanımız var, dostla savaşmaktayız.
Bizi bize düşürdüler, biz bizle boğuşmaktayız.
Dik durmak bir erdemlik, dikleşmek zafiyettir.
Hesap vermek boynunuza borç, nedamettir.
2009

Hiç düşündünüz mü Miraç da,
Yedinci semada kalan Cebrail’i?
Ve yedinci semadan yoluna,
Cebrail’ siz giden Muhammed’i?
Hiç düşündünüz mü, tek olandan
Yine tek elden alınan, emirleri?
Ve hiç düşündünüz mü,
Uğruna yaratıldığımız peygamberi?
Sonra ümmetlerinin de,
Miraca çıkmalarında Haktan talebini?
Düşündünüz mü, Hakla görüşmenin
Yüz yüze gerçekleşen mucizesini?
1996

Şeytanın, kadına değil,
Kadının şeytanından, korkarım.
Şeytana zil takıp da oynatır,
Yeter ki istesin karım..
2009

Kendim için, “hayır” demiştim
Şimdi başkalarına “hayırlı” oldu
Akıl ile aşk, aynı kafada olamaz
Gururum aşka, ayak bağı oldu.
2002

Ne odayı aydınlatan mum,
Ne Kafanı sokacak kum.
Ne hendekten atlar deve,
Ne suyu bulanacak dere.
Ne adı unutulacak it,
Ne tabiat olayı, gel-git
Ne paranın tatlı sesi,
Ne ruhun ten kafesi.
Ne vakitsiz horoz öter,
Ne bir kaşık çorba yeter.
Ne havanda su dövülür,
Ne konuşanın lafı bölünür.
Ne akılsız iti, yol kocaltır,
Ne toy atın tepmesi acıtır.
2002

Ya çelik yürekli, ya mert olursun.
Ya da içine atar, dert bulursun.
Kaybetmek endişesi, kaybettirir.
Mert bakışı, namert kılıcı köreltir.
2019

Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 31.3.2017 00:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!