Ve Özürlü, Sakat, Yetimler

....................II...................
Kendimi hakimiyetle yaşamaya olağanüstü çabadayım…

Doğru anlayın beni
her ne kadar rahatsız ediyorsa da
söylemek istediğim biraz bir şey var:

Her şeye rağmen “Özürlüler Günü”nde:
Bıçak ekmeği kesmiyorsa bıçak „kör“dür dediler,
işe yaramadığı için.
Ama gözü görmeyen biri için
hâlâ işe yarayabilecek hareket içinde ise
o „kör“ değil, sadece gözleri görmüyor, denildi 20.yüzyılda.
Ancak bu yüzyıl sonunda ve oracıkta buracıkta
ve ancak birkaç kişi bunu söyleyebildi
kutlarız başarılarınızı.
Bu başarı sizin
evet.
Ve bir başarınız daha vardı bu o gün.
Özürlüler en çok hangi sorunla karşı karşıya diye
sordular bu o gün;
bunu topluma anlatabilmek yerine
kendisini bilinçlendirmelerini istedi ilk özürlü
mimari engel, iş ve eğitim dedi ikincisi
frenlemek istemedi duygularını söylemeye bir diğeri
mikrofonda taa uzaktan duyuldu söylediği;
Topluma üretici olmak, tüketicilik yerine….denildiyse de
Yine hep aynı nakaratı tekrarladılar bu o gün.
Bu fark için bağımlılığa hükümlü dediler
sadece bu fark ile işte
yine bir yabancıydık ve yük edindiler bu fark uğruna bizi
sağlıklı ve akıllı insanlığın mucizesi olan o gücünün
gönül gözlerinin gücünden hiç de farkı yok diyemediler.
Ne yazık!

Sevmek bu dünyayı çerden çöpten
sevmek bir zerresini ziyan etmeden.
Zaman bulamıyorlar böylece kendilerini bulabilmeye
davranışı başlatan ve sürdüren o güçle.
doğal ve toplumsal güdülerle
sanki sadece kaçmak yada savaşmak
yol ayrımında çatışmak için belki….
Ama heyhat!
Seçim
“güdülerin gücüne göre yapılır!
Özürlü bedenim kaba güçten yoksun, değil mi?
Güdülerin gücü ve kaba güç?
Farkını araştıralım mı beraber….
Pardon!
Yontulmamış ve kaba güçlerden arınmadan
şöyle kör, sağır, sığır ve duyarsız, duygusuz
zahmet etmeden yaşamak istiyordunuz
insanlık hali, unuttum işte....

Konuya (Çevirilerimden) seçmeler:
e.e. cummmings´den:
„gece ve gündüz tüm gücüyle seni diğerlerinden farksız
yapmaya çalışan bir dünyada, kendin olarak
kalabilmek, dünyanın en zor savaşını
vermek demektir.Bu savaş bir
başladı mı, artık
hiç bitmez....“

“Hermann Hesse:
Bizim amacımız birbirimizi tanımak
bir diğerinde bunu görmek
hürmet ve sunmayı öğrenmek.
Ne midir bu: Tencerenin karşıtı ve
aynı zamanda tamamlayıcı olan kapak
gibi öbürünün karşıtı ve bütünü olmak…….
Güneş ve ay´ın, deniz ile karanın yakınlığından
Daha fazla birbirimize yakınlaşabilmek bizim görevlerimiz olamaz”””

24 Mayıs 1973
ve her Yıl____bir Bağbozumu
___________yardıma muhtaç o yaşam yakışmıyor insanlığına
__________bağımsızlığa bir adımlar zinciri dileniliyor haklıca