Biz ordumuzu askerlerimizle, disiplinli terbiye olan sevginin kına gecesinden bir sevgili sevdik, sevgiliyi aşk yüreklendik. Ordumun ekibi neymiş de biz bilmiyormuşuz sezisi tüylenen iblislere soralım mı, asker bedelini para ile ölçmek miydi ödevin diye?
3-5 bina dikeceğim diyor ve 2-3 karakol seçiyor kurban bedeli diye. ‘Ordu, yan gelip yatma yeri değildir’dedikten önce mi, sonra mı acaba Anayasa paraladınız ve vatanı pazarladınız mı? Anlaşılması için de millete yılışmak mı kaldı elinizde bir saltanat? Partiye af gücüm yok, buna hak tanımadı bana vatan varlığı ve ruhumda güzelliğin sanatçısı Yüce Allah, ne de Orduma defol demeye!
Ama millet imparatorluğum var, sevdiğiniz modernlik terimi diye seçtim imparatorluğu, hani hatırdaki dikenleriniz anlaşılsın diye, benim Türkiye Cumhuriyetimin tüzüğü diyor ki buna; ‘Egemenlik Milletindir’. Bu hak ile işte: O zıklandığınız, millet sinesine çöktüğünüz her şey adına, verin emeğinizi ve cephede kendi canınızı ve koltukta, amaçlandığınız serveti, dokunulmazlık hakkınızı şer sürttüğünüz alt bölgenizi hadi kaldırın ve kurun bu vatanın İÇ ve DIŞ refahını, huzurunu! O refah ve huzurun varlığı ve bütünlüğüne ödenen kurtuluş bedeli bir istiklal’di! İblisler hükümet edilir şerri, şaibeliği değildi!
İç ve dış huzura yetersizlik, iç ve dış refaha dengesizlik endişesi var olduğu haliyle yüz kere seçimle gelse de, bin kere yargılanmalı ve her keresinde yasada güçlendirilen yasaklarla diyen bir haktır vatan varlığı ve bütünlüğüne sorumluluklar! Hükümet ve Ordunun ödevidir milleti bilgilendirmek, milletin vatandaşlık görevi ve ödevine sorumlu ve aktif kalmasını özel ve hukuksal hakkıyla da sağlamak! Hükümetin kişilik keyfiyetine değil, her beliren endişeye karşı bile hatta, milletin egemenlik öncelliği hukuk ile güçlendirilmeli!
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla