O her şeyi biliyordu korkuyu ölümü
ve bir çok şeyi
Kelebeğin ölümünü
tavuk mu yumurtadan
yumurta mı tavuktan keşmekeşini
ipek kozalarından ipek çıkarıldığını
kızların bu ipekle yazma oyaladığını
türkülerle mesaj bıraktığını sevgililerine
patlamış mısırdan bahar dalı yapmasını
Yıldız Şehriye'den sulu boya ile boyayıp
kolye yapmayı
Boğaziçi'ne İnci gerdanlık dendiğini de duymuştu
o her şeyi biliyordu
unutmalı artık unutanları diyor
gelmişlerine geçmişlerine sövmeli diyordu
kaçanın kovalandığını kovaladığının kaçacağını
öğrenmişti her şeyi
her şeyi biliyordu
o bu işlerden hiç bir şey anlamıyor susuyor bekliyordu
önemli miydi bu ayrıntılar bu çelişkiler
bunca ayrıntı bunca teferruat
al sat
sakla istifle
yat kat nehir gölet
sıtma ölümleri ve
ve bir bakteri
ilk buluş aşk
var olduğuna inanılan ilkel aşk
o her şeyi biliyordu
hem de bilmiyordu
aklı ermiyordu bazı şeylere
katakullilere
bir başla ayak arasında uzuun upuzun bir yol
ki ömür diyorlardı
bir kaşla göz arsında biten uuzun bir yol
ve ayaklar çıplakken baş ucunda taş
o her şeyi bildiğini sanıyordu
gecenin perdesini aralamayı
düş kurmayı
düşlerinden düşüp yaralanmayı
paramparça olmayı
soru sormamayı öğretmişlerdi
ruhun azizliğini
bedeninse bomboş bir fani olduğunu
soruyor muyduk ölüyü neden hemen gömerlerdi
kokma diye ben de seni kalbime gömdüm
her an tertemiz bir kanla steril kalbime
demeyi bilmiyordu
Yüksel Nimet Apel
29/Mayıs/2014/Perşembe/Bodrum
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 29.5.2014 12:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!