Vazgeçemeyeceğiniz mutlaka bir dostunuz ...

çok geçti ışıklar sönmüştü tüm şehirde
yarın yine yanacaktı karanlık basınca
ama asla bu günki gibi olmayacaktı
serseriler kol gezecekti sokakları
bir aşık taşlara tekme atacaktı belki
belkide bir kedi çöpleri karıştıracaktı
ama asla bu günki gibi olmayacaktı şehir
herhangi bir evin herhangi bir odasında
bir bebek doğacaktı belki
belkide herhangi bir evin herhangi bir odasında
bir ölümlü gözlerini kapayacaktı kimbilir
ama asla bu gün ki gibi olmayacaktı şehir...

dünden önce vardım,dünde kayboldum
bu gün ise eskisi gibi olmayacak bilirim...
selametle gidin,gidişlerinizi ben istedim
dokuz koldan saran zehirli ahtapotum
kimilerini öldürdü,kimilerini yaraladı
bir tek can kaldı sapasağlam karşımda duran
duruşunun dikliği daim olsun
kanadı kırık martım
verdiğin sözleri tuttuğun gibi
iki alemde seni el üstünde tutsun yaradan

ortada ne ahtapot kaldı ne de kan
kalleş dostlara kapılar kapatılır
sırtından vurana da kalpler
helal olsun yapmadın
fakat yüzsüz değilim
ettiğim kadar çekmeden
dönmeyeceğim
şu vakitten sonra sana zararım olmaz
ama bilirim ne ben eskisi gibi olabilirim ne de bu şehir
elimdeki faturanın bedeli daha ödenmedi
gercek sahibini bulup ödetmeden
ben bir yalandan ibaretim
sitem etsen boşluğa gider
küssen yalnızlığa
küstürsen hırçınlığa
şımarık şehrin şımarık dünyanın
şımarık cocuklarını ağırlıyor zaman
kusurlar perde perde iniyor
isteri nöbetleri geçiriyor çılgın bir kadın
kadın kadınlığından nefret ediyor
hatta tiksiniyor insanlardan
beyinlerinin içlerindeki pislikleri
film seyreder gibi seyrediyor
kare kare kokuşmuşluğu
banada bulaştı diye
silkeliyor elbiselerini çırpıyor
ne fayda akla kazınmıştı her karesi pis kokuları
kaçamıyordu ki
bir cocuk ağlıyor bağıra bağıra
paramparça ediyor elindeki bez bebeği
yoksa kendi filmimiydi seyrettiği
yoksa kendi kokuşmuşluğumu kokladığı
yıkanmak istiyor toprağa karışarak
yaşamayı başaramadığı kendi ile birlikte
karmakarışık ettiği alemi
yok etmek istiyor bir çırpıda
sevgi dolu bir kucağı kalmadı ahretliğim dediğin
şu aciz bedenin

sana senin gibi bir dediği bir dediğini tutan dost gerek
birde yaşam karşısında dimdik duran bir yürek