Senin canını püren çalıları acıttı
Böğürtlen dikenleri kanattı ellerini
İskarpini onüç yaşında tanıdın
Sinema ve tiyatroyu
O zamanki lüks olan, Phılıps marka
Transistorlu radyodan dinledin
Işıltılı vitrinler, şık mı şık giydirilmiş suretleri değil
Ayağında lastik çizme, elinde kazma, omzunda kürek
Toprakla savaşan insanları izledin
Görmedin ki, çarşı pazar, hayaller büyütesin
Hepsi bu kadar ve daracıktı dünyan senin
Çakırdikenlerini, İnce Memet Romanından
Kula kulluk edilmeyeceğini, Pir Sultan Abdal’dan
Aşk’ı Karacaoğlan şiirlerinden okudun
Okudukça acılar içtin, dertler dokudun
Esareti tanıdın, bildin, Nazım Hikmet’ten
Kahramanlığı Köroğlu’ndan
Kurumuş yaprak gibi sürüklendin
Biraz ondan biraz bundan
Ayağını yerden kesen
Buğday harmanında, sarı öküzün çektiği düvendi
Allığınla pudran, alnında, yanaklarında donan ter’di
Değerli broşlar yerine, buğday kılçıklarıydı göğsüne takılan
Hiç ipek gömlek giymedin ki, kaput beziydi mintanın
Yani düpedüz amerikan
Herkes dilek tutmuştur, gökte kayan yıldızdan
Sen taş sandın, düşüp kıracak bir yerini
Anlayamadın gitti bu işin romantizmini
Sen yakamozları ve mehtabı da bilmezsin
Bilmezsin aşk iki kişiliktir, başköşesine koysan yüreğinin
Kısacası gönlüm dur durduğun yerde, beni ayartmaya çalışma
Azıcık güneş görünce, badem ağaçlarıyla yarışma
14.12.2010
Hatice AkKayıt Tarihi : 13.7.2015 07:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hatice Ak](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/07/13/vazgec-gonlum-6.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!