Yeryüzünde bedenimizin yaşadığına, Allah katında ruhumuzun yaşadığı ile bir yaşam aynasıdır diyorum hep. Nedir Allah katı diye soruyorum, nerededir Allah katı soramam diyor ve şimdi de böyle düşünüyorum kendimce, hemen de ekliyorum: İnsanlığı aşk olmuş insan biliyor Allah katını ve yeryüzünün de bir cennet olduğunu, bir cennet yaşamının yeryüzüne bağışlandığını ve kirletmeden, ebedi yaşamı sevdiğini, sevgiyi üstlenmekte biliyor…
Şeytan da biliyor bunu. Şeytan, cehenneminde sürekli kontrol altında olacağını, insan da sürekli cenette huzur ve refahı yaşayacağını biliyor. Ancak, şeytanın arka bacağı gibi sürüyen İblisler bilmiyor, işte onlar gafletini ağlayanlar olacaklar ve bilmeyenler olarak yaşamları cehennem eden mahlukatlardır, insan mahlukatları bu iblisler, cehennemde mağdurlar misafiri olacak olanlardır ve ebedi…
Vatandaşı iki arada bir derede bırakmamalı! Güzel bir deyimdir. Aktütün ile bu güzel deyimi bir örnek diye düşününce şu geliyor insan aklına: Şeytanlardan bir çok besili, şeytanları besleyici ve iblislerin girdiği sınırlara çit çekelim, duvar örelim, ki biraz da olsa zahmet yaratılmış olsun ve hem de, bak yasak iş yapıyorsun, yasayı çiğniyorsun, haddini taşırıp öldürüyorsun ve bu önlem bir ihtardır, ama ihtar sonrası artık bir çare kalmıyor, yakandan tutup ceza verilecek ve bu ceza, uygulandığı gibi kötü olabilir, ‘ölüm cezası’ olabilir denilecek hakkın hem güzelliğine emek, hem de düşünceyi tğkettiklerini anlamaları için delillerdir üstelik… Ve yaşam koruma emeğine, şöyle ki;
Çit germenin, bir bahçeye bile düşünülmesinin ilkellik olduğuna artık bu çağımız, bu teknolojı, ekonomık çöküşlerin yine bir örneği yaşandığı haliyle, insanlar çit istemiyor: İnsan gibi insanlığını da yaşamak istiyor denilecek çağdayız… yine…
Ama saldırganlık ilkelliği sürümdeyse eğer ve bu çağımızda bile, öyleyse ve belki hatta: kameralı bir ‘sembol duvar’ belgeseli örülebilir bir senaryo olarak, yani ‘saldırganlık ilkelliğine karşı bir sembol duvar ilkelliği’ sloganıyla bir senaryo etkileyebilir, henüz kararsız olan düşünceleri. Kararsız olan düşünceler, bu ilkelliğe niyetli olanlardır da denilebilir ve nedenlerine bakılır belki…
AK parti hükümetinin mimarları bütün gelmiş geçmiş partilerdir! Bütün partiler, ya iblislerden yönetiliyor, denetleniyor, besletiliyor veya besleniyor, hem de hiç farkına varmıyorlar veya varamayanlar hali yaratıp, alkışlanıyor, alkışlıyorlar, gözardı ediliyor veya ediyorlar. Bütün partiler, kendilerini yeniden denetlesinler Türkiye Cumhuriyeti varlığının ve bütünlüğünün Türk Milleti yüceliğine hizmetinde yücelik bilenler yeteneği çerçevesinde diye ‘toplum isteğidir’ denilmeli! 70-80 yıldır, memuriyetlere rüşvet, yandaş, hainlik sokuştu ‘sanki genel ve geleneksel’ bir hal olduğunu bile sürdürüyor, vatandaş yıldırılıyor, sindiriliyor, soyuluyor, üstüne üstlük arsızlığa uy veya sin sinende diyerek de tüketiliyor! Vatandaş iki arada bir derede seyrinde de dol cebine, dinine, imanına, şanına, şerefine, soysuzluk soyluları olduğunuzla…
Vatandaşı iki arada bir derede bırakmamlı! Partiler, iş adamları, memurluklar, iyi veya kötü tecrübeyle veya bilgili- bilgisiz, bilinçli-bilinçsiz de olsa bir durum ile, toplumdan bireyler, sürekli olarak tartışma panosuna çağrılmalı tv programlarında!
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 12.10.2008 02:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!