Dolduruşa gelmek yerine, sağduyu ile bilgi olmadan fikir sahibi olanların farkında olmak, her örgüt yetenekli, laf becerikliyi de hükümet seçilemeyeceğini hissettirmek ve geçici olarak ordunun hükümet olması için belki, hiç seçime gitmeyip, bütün partinin iflasını kendilerine imzalattırmak… Bütün partilerin millete gidecek yolu hukuktan geçecek hesap yoludur belki…
Belki de bu hesaplaşmaya, dincilik taslaklanan hükümetin bu Yahudiliği ile sebep olduğuyla, iyi bir isabet oldu, baştan başlayarak gelişmeye şansı kullanmanın gereğine ve yorucu bu yolda azim ve kararlılığı derleyip, toparlamaya, bir embriyo gibi… evrenle birlikte…
Zaten hep söylüyorum, Türkün doğuşudur düşünmek diye… Allah dünya Türklerinin ve Türkiye’min varlığı ve bütünlüğüne azminin ve kararlılığının yar ve yardımcısı olsun!
Kimsenin dinine karışmayın, herkesin aklı erdiği kadar inanacağına ve inandığına saygılı olalım. Saygı, durumu kontrol altında tutabilmek demektir. Hiç kimse bir inancını sembol süslenerek okullara, makamlara, caddelere, kamu alanlarına dayatmayla sokuşmasın. Kim daha iyi dinciydi, kim dini saygınlığını iyi koruyabiliyordu diye Allah huzurunda zaten herkes tartacaktır kendini. Yeryüzünde doğamız bizi yaşatıyordu, ölüyor gözlerimizin önünde…
Haçlı Sefere son verin artık demek yerine, gelecekse göreceği var denilecek güne kadar, gelmeden önce gelişlerini ve projelerini düşünmeye zorlamalı ve kararlılıkla… Savaşa son verin dedikçe onlar, züppelik kaşınan vahşet saldırganlıkları bereketlensin diye, vurdum duymazlığa devam anlıyor… Bu diyalog sürecine, bu arsızlığa diyalog diye saldırma hakkını saklananları, o sığınaklarından çıkarmaya önce acil bir disiplin kurumu kurulmalı…
Beş bin yıldır Türk varlığı insanlığa hizmet ediyor, İnsanlar kümesi şeytana ve şeytanlığına hizmet etmekten vazgeçemiyor. O haç, şeytanın hakimiyetinde hizmettir. Şeytana hizmet yerine, şeytanı kontrol ederek onun da yaşamını korumak anlaşılırsa, doğamız yaşayacak. O kadar zor değil, disiplinli bir terbiye olan sevgiyi, durumu kontrol altında tutabilmek olan saygıyla bağdaştırabilmek… İnsan sevgidir. Şeytan, saygı barınağında bir yaşam ortaklığı.
Bir şeytan kışkırtması şeytanlıkla masaya oturmak ne demektir? Kontrol altına alınmasını gerektiren bölücülük, ayrışmak, ötekileşmek hırsı şeytanlık tarifidir, bu kontrol çabasına şeytandan takdir veya onay veya buna anlayışı beklenmez, beklenemez! Hatta o hallerini anlayacak bir emek sunmayı beklemek, öldürmeye heveslerini desteklemek olduğuyla, buna anlayış da beklenmez, beklenemez…
Ekonomik destek beklentisi bir şiddet eylemine dönüşemez! Bu doğru. Sendikalar bu sömürge haline, ekonomik şiddete karşı toplu sözleşme şiddetiyle dengeyi ‘dikkat terazisinde’ gösteren bir çalışmaydı. Gerekirse savaşılacaktı ve savaşılacaktır. Ekonomik destek beklentisi bir vatan oluşmak, vatanı bölmek histerisine boylanması ise düpedüz sapıklıktır, karantinaya alınacak bulaşıcı bir hastalığın son aşamasıdır. Burada söz, etkin olmak yerine sükut bürünür, yani sükut altındır bu hal varlığında ve savaşmanın zorunluluğudur… Bu duruma bir diyalog şifa olamaz!
6 Ekim 2008
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 9.10.2008 19:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sevinç Kavuk](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/10/09/vatan-ve-turk-minik-bir-hikaye-19.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!