Varsayalım ki gelensin karşıdan, duyarmıyım ki, yeryüzünün alışkın yaprağı, titremeden, salınıp
rüzgarlar arasında, kendine armağanlar tükenirken,
bakan ve üreyen sonrasızın kucağında, işte biten
göz kırpar, gelişin bereket, gidişin de, yumulmuş
dünya açar gözünü, edimin saygın içeriği gözetmez mi,
alıkoymak için nerde istediğini, bir yürü dal dal, ulaş
kendine, sonra gülüştük yer yer, kesintili duyuşun
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;