Güneşin girmediği, kömürlük bozması tek odalı evlerde geçmişti çocukluğu.
Sidik kokusunun, bok kokusunun ve yemek kokusunun birbirine karıştığı evlerde.
Ana- baba ve beş kardeş. En büyüğü YILMAZ henüz ondört yaşında.
Baba işsiz,günü birlikçi.Ana dilsiz doğurgan.
Yılmaz; idealist,asi..Haketmiyor yaşadıklarını..
Başkalarının ayakkabıları ve kıyafetleri ile dolaşmayı hazmedemiyordu..
Değişmeli diyordu..Okumak ne kazandıracaktı ki...Kısa yoldan para kazanmak ve insan gibi yaşamak istiyordu.
Baba uçkuruna düşkün..Her gece her gece...
Yılmaz ergen, Yılmaz çaresiz her gece ana-babasını seyrederek masturbasyon yapmaktan bitkin uyanıyordu sabahlara..Okulunu derslerini etkiliyordu yaşadıkları..
Para kazanmak için okul sonrası her yolu deniyordu..Ama yetmiyordu elinde bir ekmek parası dönmek istemiyordu evine..
Sonunda kararını verdi..
Yeterdi ona altı sene okumak..Hesap yapmayı biliyordu ya..
Hayallerini,umutlarını yoldaş edip kendine,bir kaç arkadaşı ile Güney'e gitti..
Düzen kuracak,para kazanacak ailesini yanına alacak yapacak,edecek..
İş bulmakta gecikmedi.Yatacak yerde..Bir tatil köyünde..
Biraz bitlenmeye başlayınca bir iki arkadaşı ile ev tuttu..Yalnızlığını, sorunlarını paylaşacak arkadaş! ..
İşler yolunda diyordu..Yavaş yavaş değişiyordu hayatı..Ailesine para göndermeye de başlamıştı..İşte diyordu işte bu kadar..
Yemiyor içmiyor para biriktiriyordu.Arada bir kitap alıyor hayatı öğretici..
Arada bir sinemaya tiyatroya gidiyordu..
Kurslara başlamıştı Yılmaz daha çok para kazandıracağına inandığı kurslara..
Gün geldi tek arkadaşı ile yalnız kaldı Yılmaz..
Diğerleri başaramamış evlerine dönmüşlerdi.
Yılmaz mutlu..Yılmaz umutlu korkmuyordu artık yenmişti hayatı...Kendinden yaş ve cüssece büyük olan tek arkadaşı ile kalmıştı.Tecrübeli hayatı öğrenirim diyordu.
Ve..
Bir gece yalnızlığını paylaştığı arkadaşının kötü emellerine hedef oldu..
Namus gidiyor..Umut kirletiliyor..Yılmaz yılıyordu..
Temizlemek için cana kıyıyor...
Onyedi yaşında,onyedi sene hüküm giyiyordu..
Yine dönüyor başa..
Yine tek göz oda...
Kayıt Tarihi : 13.7.2007 10:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İnsaf Caner](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/07/13/varoslarda-bir-yilmaz-duz-yazi.jpg)
izniniz olursa
Varoşlar İsyanda...
Varoşlar sesiz, uçurtmasını özgürleştirmiş bir çocuk.
Yaşam diye lahitler içinden insanlığı seyreden katiller, kana boğmuş seslerini insanlığın.
Düğümleşir ansızın boğazım.
Çıkmışım bir yalçın kayaya, bir yanım uçurum, bir yanım kan ve kurşun
Seyret ecel, senden vahşileri var bu tapınak dedikleri mağaralarda.
Damlar gözlerime yaşlı anılar.
O çiçeği çiçeğe eklediğimiz yıllar.
Hani vardı ya hatırlarsın, nehirlere ısmarladığımız çiçekten taçlar,
döner umuduyla el salladığımız zamanlar.
Görkemli dağlara durduğumuz selamlar şimdi nerdeler.
Bir yanım isyan, bir yanım sessizlik; kenar mahalleli dendik, itildik
ve şimdi soluyor o varoş dedikleri yurdum inleye, inleye.
top koşturduğumuz, birbirimizi kovaladığımız günlerce o uzun çayırlar; şimdi gökdelen, beton ve fabrika istilası altında.
İşin garibi herkes işsiz, herkes aç fabrika diyarında.
Bir kültür şehri bir yanım, Anadolu’nun orta yeri diğer yanım.
Irmak görmemiş, sevda tatmamış kenar yurtlu.
Ellerimizi kanatırcasına, yırtarcasına pantolonları, gömlekleri.
Belki yüksekte olma arzusuydu bilinmez, çıkardık ağaçlara, ağaçlara
Düşer, kalkar, ağlar, avuturduk kendimizi; oyalardık işte çocukluğumuzla yaşamı.
Sonra geldiler, bir tiksinti suratlarda mahallemiz pis, mahallemiz ilkel.
Bir anda aldılar elinden hayatın oynadığı çocukluğumuzu.
Şimdi yılların öfkesi ve açlığı büyür.
Varoşlar isyanda, varoşlar koparmış ipini.
Gazeteler puntolarla düşer manşeti: Varoşlar isyanda, varoşlar koparmış ipini.
bunun bir yerlerde defalarca yaşandığını eminim
yüreğinize sağlık
TÜM YORUMLAR (2)