Siyah bir zambağa düşerken cemreler,
Sustukça ağırlaşan yüreğim,
Sığar mı bu ıssız vadilere?
Varlığı cennet, yokluğu cinnet Hercai,
Al, beni de götür sen kokan illere!
Sen metropollerden gülümserken denize,
Ben yüksek dağlar, kimsesiz ormanlarda,
Yırtıcılarla geldim göz göze;
Çağlayanlarda yaralı ceylanlarla dertleştim.
Yaban güvercinleri sevgiyle oynaşırken,
Bir kartalın pençesine kaptırdım,
Aşk sarayının mutluluk tarifesini.
Aya ilham veren yüzün olmasaydı,
Ve yıldızları kıskandıran gözlerin olmasaydı,
Uykusuz gecelerde yitirirdim nefesimi.
Kuru kalabalıklar ürkütür beni,
Haram sokaklar korkutur beni.
İyisi mi, sen gel masal dünyama,
Serelim üstümüze gökyüzünü!
Varlığı cennet, yokluğu cinnet Hercai,
Son kez göreyim ay yüzünü!
21.02.2014
Muhittin AlacaKayıt Tarihi : 21.2.2014 16:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevgi gibi yalnızlığı da anlatmanın nice yolları varmış. Cemreleri siyah zambaklara düşürürüz. Zambaklar cemre düşmeden açarlar mı, bilemiyorum. Ancak şair gönlü bu. Cemrelerle gülleri de açtırır, meyveleri de toplatır, tabiatın cömert kucağından. Kendi gönül cömertliği, ruh zenginliği yansır tabiatın en karanlıklarına. Gönlü sevgiyle, ruhu ışığıyla doldurur hayatı.
Biraz da böyle olmak lazım değil mi?
Mademki sevgili biraz havaî, biraz başında kavak yelleri esen, yerinde duramayan, gönlünün kapısı olmayan, her çiçeği yakasına takmaktan çekinmeyen, envai çeşit gül kokusuyla mest olmayı yeğleyen biri…
Ya gelir, ya gelmez…
En iyisi, gelmiyorsa ona gitmeli…
Varlığında cenneti yaşamak da var.
Ya yokluğu?
Cinnete vesile…
*
Değerli Muhittin Bey,
Zevkle okudum.
İlhamın daim olsun.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
Dostça ve sağlıcakla…
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
TÜM YORUMLAR (1)