VARDİYA
Behçet Aysan’a
neydi ! o sustukça çoğalan sessizlik
boşlukta çırpınan el
uçurum gülüşlerdeki burukluk
hangi sevdalardan filizlenen sürgün
hangi imbiklerden dökülen sevinç
bu şehir yağmuru
bu yürek kederi...
acı acıyla dağlanarak mı aranır çare
ucuz demlerde aranan sahte mutluluk
kaldırmazsa canın yongası yükü
umutsuz gözlerde donuklaşan pırıltı
elimi versem elsiz kalırdım
insanı makine dişlisine döndüren çark
günümü koysam yaşamamış
çıkmaz sapaklarda kaybolmuş ömür
neydi !
gecenin şahdamarını yırtan çığlık
ateşi saman alevi bir oylum köz
boynunu büküp susardı içimde bir dal
düşerken güvercinler birer birer
adım başı sus
adım başı tel örgü
fala açılmış papatya, çiğnenmiş leylak kokusu
çöplükte kokuşmuş kedi ölüsü
neydi! zaman zaman içinde
bir ömrün acı dilimindeki kırık anı
düşerken ölürdüm onunla birlikte
hat boyunca tenini pazarlayan kadın
ay susar yıldızlar utanırdı
gün geçtikçe çirkefleşen dünya
utanmış yüzümdeki sürgün gülüş
durup seyrederdim gizliden gizliye
yükselirken şantiyelerden günün telaşı
onurla geçerdi işçiler, yorgun adımlarıyla
üzünçlü gurbet, vardiyası avare günlerim
Kayıt Tarihi : 28.5.2020 11:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Selami Karabulut](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/05/28/vardiya-18.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)