Varda Yok Şiiri - Fatih Güler

Öyle oturmak yoktur
Sorun pek çoktur
Koltuk ateşten gömlektir
Köşk var, meşk yok

Sevgiliye bak bir
Hemen olur hır
Ardından gösterir yol
Aşk var, eş yok

Sadece romanda var
Tarihleri çok dar
İkisi birbirine yar
Kerem var, aslı yok

Seviyorum, ölüyorum bahane
Bademli evlilik şahane
Huyu ettirir meyhane
Ev var, yuva yok

Anneyle baba geldi
Yan gelip yat
Üstüne sigara yak
Büyük var, saygı yok

Oğluna argo söz
Kızı zaten hep
Köledir zihniyetinde bunun
Küçük var, sevgi yok

Babayı arkadaştan saymaz
Evladı hiç görmez
Ders almadıkça bilmez
Arkadaş var, dost yok

Eşek sıpası gözü
Havyan oğlu hayvan
Aslında hayvana iltifat
Hayvan var, değeri yok

Güya insanlık yaptı
Ne bilsin ki
İyilik devrinin kapandığını
İnsan var, bilen yok

Araba kapı önünde
Daha iyisi gerekli
Gösteriş meraklısı sizi
Zengin var, paylaşan yok

Yamalı pantolonla gezer
Üniversiteyi kazanır okuyamaz
Kitap yazar çıkartamaz
Yoksul var, yardım yok

Kalite önemli değil
Doksan altmış doksan
Karalama bile yeterli
Kitap var, eser yok

Duyguyu sayfaya döker
Kim bilir aşıktır
Yüreği deftere akıtır
Şair var, okuyan yok

Yazar yarına değer
Sazına ağlar eğer
Sesi çıkmaz meğer
Şiir var, beste yok

Muhabbet ortamı süper
Bağlama, udu, ney
İçki, meze amma
Saz var, söz yok

Kalbe ilham kaynağı
Yanak bal kaymağı
Gözden vurur zurnayı
Ses var, yorum yok

Eser ona ait
Öbürü beyni yorsun
İsmi bile okunmaz
Bestekar var, yazarı yok

Tozlu rafta bekliyor
Yıla meydan okurcasına
Mest eder gönlü
Şarkı var, söyleyen yok

Kulağa hoş gelir
Gerisi vız gelir
Göze boş gelir
Bülbül var, dinleyen yok

Dolup taşar yetenekli
Sıra halinde beklenir
Kalemle kağıt gözlenir
Oyuncu var, rol yok

Doğruluk eğitimden başlar
İman, ihsan, başarı
Yetmiş haneli köyde
Öğretmen var, okul yok

İlaç ateş pahası
Eczane bulamaz derman
Koridor karınca yuvası
Doktor var, hastane yok

Kimseye engel değiller
Tek dertleri anlaşılmak
Asıl anlayamayan engellidir
Adayı var, engelli yok

Biri koltuk sevdasında
Diğeri ise kaptırmamak
Yandaş buna uyar
Ülke var, birlik yok

Baca tüttü yetiş
Tüp patladı imdat
Yüz onu ara
Yangın var, itfaiye yok

Hadi neşelen diyen
Neşelenmek neyime benim
Yaşamla ölüm arasındayım
Hayat var, yaşam yok

Borç batağından usanır
Evine kepenk kapatır
Üstüne kibrit çakar
Esnaf var, bakkal yok

Aralarda fare dolaşır
Ağzı alkol kokar
Kendisini haklı çıkarır
Hamur var, ekmek yok

Hava aniden kapanır
İnsanın içi sıkılır
Bereket sağanağı yağar
Yağmur var, baraj yok

Bereketli altın toprağım
Yeraltından hazine fışkırır
En büyük kaynak
Toprak var, su yok

Sarı ot çıkarak karasinek doluşup
Bakımsızlıktan kaderine terkedilir
Bağ var, üzüm yok

Çalınır tuğrayla çimento
Görülmez deprem gerçeği
Yıkılır yuvayla yaşam
Kiremit var, bina yok

Betonun üstüne beton
Sonra düşer jeton
Temizler bizi ozon
Asfalt var, kaldırım yok

Kırmızı ışıkta geç
Kuralına göre yaşama
Devleti şikayet et
Kural var, uyan yok

Yıldız yaratmaz olurmuş
Parayı alınca oynamaz
Yada görevi bırakır
Takım var, uyum yok

Kafasına göre uydurur
İnanan olur, inanmayan
Başka çare yoktur
Tarih var, gerçek yok

Saygım var atalarıma
Can feda vatana
Harita çıkartmak isteyene
Ölmek var, dönmek yok

Geldik gidiyoruz dünyadan
Eş, dost, akraba
Acı haber kapıda
Giden var, gelen yok

Fatihte dünyaya geldi
Hayali vardı ama
Beşikten mezara kadar
Ağlamak var, gülmek yok

Kainat hakimi kullarıyız
Güller gibi solacağız
Vakti doldurup gideceğiz
Güzel var, çirkin yok

Kerem oldum aradım
Aslı buldum bayıldım
Nice aşka karıştım
Çiçek var, koku yok

Bal üretmek için
On saat çalışır
Eşek arısı misal
Arı var, kovan yok

Atın üstünde duramaz
Düşer bozuntuya vermez
Atların dilinden anlamaz
At var, binici yok

Ülkemi sardı kene
Yani iki ayaklı
Çığlık atıp gezer
Ağ var, örümcek yok

Denizi göl boğdu
Umudu sel kaptı
Toplum böyle battı
Olta var, balık yok

Kuş gribi bitip
Domuz eti başladı
Eskiden bu yoktu
Tavuk var, yumurta yok

Savorana yalnız kalıp
Tarihin içi sızladı
Bize emanet bıraktı
Gemi var, kaptan yok

Işığı gören koşar
Tereyağlı ballı ekmek
Fazla yiyen kusar
Ampul var, ışık yok

Ben Türküm Türk
Kimseye bırakmam pabuç
Ele koyma muhtaç
Enerji var, elektrik yok

Ağrı dağı eteği
Köroğlu dağı efendisi
Sizi kim küstürdü
Dağ var, kar yok

Bu Allah nimeti
Yaramayanda maalesef cahil
Günah diyerek boşuna
Deniz var, yüzen yok

Gökten parlar güneş
Dans eder dalga
Raks olunur yeryüzü
Sahil var, uzanan yok

İnsan, hayvan, bitki
Meyve, yeşillik, okyanus
Doğanın yaşayan yüzü
Canlı var, cansız yok

Ağzı olan konuşur
Hakim, savcı, yargıç
Sanki suçlu bunlar
Adalet var, dağıttıran yok

Rüşvet alarak bırak
Avanta kaparak sal
Zaman aşımına uğrat
Suçlu var, bulan yok

Seçim zamanı yaklaştıkça
Sokak, cadde dolaş
Söz mü söz
Zam var, indirim yok

İşveren çok temkinli
Hükümet ise cimri
Muhalefet zaten tilki
İş var, maaş yok

Alıp ver diyor
Ama kendi yapmıyor
Hep alarak vermiyor
Alan var, veren yok

İhale tamamdır işte
Beşte üçü cepte
Hayırlı olsun enişte
Kendine var, seçmene yok

Ayak varda, vize
Koltuk rahatta, pasaport
Uçmak güzelde, izin
Dünya var, gezen yok

Hacivat karagöz oyunu
Fadime temel fıkrası
Amaç rant kavgası
Basın var, haber yok

Kim kimin masasındaydı
Hangi olay gizlendi
Asıl amaç neydi
Yazar var, yazan yok

Alt yazıyla flaş
Şu, bu olmuş
Adı haberde ama
İddia var, belge yok

Bir kere alışılmış
Otomatiğe bağlayıp yaşamaya
Bilgisayarla hesap makinesi
Ezber var, zeka yok

Bombacı Erol bey
Beleşçi ali baba
Beyaz ile zenci fark etmez
Transfer var, hak eden yok

Ana avrat küfür
Hakem suratına tükür
Allah versin fikir
Fanatik var, taraftar yok

Her yer leş
Belediye olmuş mest
Çöpçü dünden pes
Çöp var, temizlik yok

Para alarak harca
Hoş geldin ahali
Halil İbrahim sofrasına
Tencere var, yemek yok

Karabiber gibi gündem
Çiğköfte iyi gider
Üstüne buzlu rakı
Acı var, tatlı yok

Üç çocuk yap
Perhizi de unutma
Nasıl olsa evde
Çay var, şeker yok

Namusla şeref üzerine ant içilir
El yargıya gitmez
Yemin var, tutan yok

Vekili millet seçer
Yani bizden biri
Her şey ortada
Yalan var, doğru yok

Sizinki demişti hani
Meydan, ekran, manşette
Zaman akarak giderken
Unutan var, hatırlayan yok

Ev, yazlık, yat
Daha fazla ister
Garibi düşünen kim
Çok var, az yok

Dışarıya tüm servet
Yakını ne yapacakmış
Lüzum yok anlatmaya
O var, bu yok

Mutluklarına gölge düşer
Mutluluk gözyaşı biter
Musluk hayatı akar
Bugün var, yarın yok

Öbür yanım eksik
Vagon olmadan tren gibi,
Yıllar yalnız gider
Fatih var, güler yok

Arabadan boyunduruğu çal
Tarladan pirinci gizle
Hükümet devirerek kur
Biri var, diğeri yok

Süpermanle havada gez
Batmanla adamı örümcek
He-manla aslanı kılıç
Hayal var, gerçek yok

Terkedilmiş sonbahar ağacının
Islak sarı yaprağı
Kader birbirinize benzer
Orman var, ağaç yok.