Ve içeride, altında sapkın çivilerin ve duvar imgesinin, bir karanlık kıvılcım üzerinde yükseldi esen rüzgâr içtenlikle savrulamadan senin ellerinde.
Yalnızlık saati geldi, güz denirdi buna kafatasında engin yükselimlerin, dağlar ağlardı kefalet rüzgârı bir kez daha yükselirken çünkü.
Kadim filozofların artığı olan birkaç imgelemin rüzgarla kasvetle yükselişi görülürdü ufuktan, ve yine, istikrarlı ve determinist görüler silsilesi formunda, kafatasında hissederdin varoluşun her bir kayboluşunu.
Ve odanın balkonundan, bir bakıma hayatın üzerinden sızdığı bir kır bahçesinden, yine de ayrılmazdı umutların, bağlanırdı kafkavari heybeti ve kararlılığıyla yüce arzunun.
Bir adım geriye attığında, zalim dayatımların kurbanı Kharoon ile yüzleşebilmek için, tökezleyip düşerdin ve sözler gelirdi aklına Kamelya:
‘Aşk, güneşi ve diğer yıldızları yerlerinden oynatır.'
Yaylada bir seherin serinliğinde
Avcıdan yarasını gizlercesine
Çığlıgını gömerek devrildiginde
Vuruldu ciger parem kanlar içinde




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta