Vaktinde bitmeden bu dirlik ateşi;
Küller bile taşır bir gün ışığı,
Karamsarlığa yenilme, yılma asla;
İnsanın yarası iyileşirken kanar,
Sağken katlanır onca zorluğa,
Ve sağken erişir düşlerine, dileklerine.
Ufkun bittiği yerde bir yol başlar,
Kışın ardında bahar sofraları;
Dağların ardı bir vadi,
Bulutların altı berrak gökyüzü;
Karanlığın kalbinde bir yıldız.
Ekmeğin, zeytinin, incirin tadı;
Özgürlük, huzur;
Hayaller ve buluşmalar;
Gün doğumu, serçenin ötüşü, gümüş sokaklar;
Hepsi yaşarken senindir!
Kuşlar, dallarında süzülürken göknarın,
Deniz, yaşarken gözlerinde parıldar.
Çiçekler açar bahçende, sen varsan;
Sığırcıklar yürürken havalanır,
Gökyüzü nefesinle maviye döner.
Yaşarken yeşerir yaban gülleri …
İşte hayatın, sevdanın, umudun;
Serin sabahların beyaz dinginliği,
Yaşarken büyür her şey, ölmeden önce!
Son gün geldiğinde; "gitme" demek var mıydı?
Ellerinle şekillendirdin dünyanı,
Yüreğinle kurdun köprünü.
Kör adalet, umut pusulası, hep avuçlarındaydı...
Çürüyene bakıp yeşilini büyütemez miydin?
Sana sunulan nimetlerden tatamadın mı güzeli?
Es geçtiğin yüzlerin son bakışları terazide,
Ölürken senin hakkındaydı!
Kayıt Tarihi : 4.2.2025 12:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!