bir temmuz aralığından bir eylül kirişlemesine dek
Kaçıncı telaşım bu, öfkelerin esiri,
Bu kaçıncı yalnızlık, ömrüme pusu atan!
Kalmadı gidilecek ne bir han ne bir kapı
Kalmadı yokluğumda, gelip elimden tutan.
Sancılı hayatımın her gün son günü gibi,
Her sabah gözlerimi ölüme açıyorum.
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Kelimeler paslandı, cümlelere küf düştü,
Mısraları terk ettim, şiirlere darıldım.
Kalem bile bitirdi bana refakatini,
Kelamdan ayrı düştüm, sessizliğe sarıldım.
veda için çok erken değil mi şair,daha vaktinden önce doğan hüzünlere umut giydirmek varken
tebrikler
Bu şiir ile ilgili 71 tane yorum bulunmakta