Vakkumlu Tenör ve Özel Tüzel Soprano Şii ...

Seyfi Karaca
5099

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Cervantes de bilmiyordu bunun bu kadarini. Yönü yörüngesi iliskisiz itibarsiz soguklara ve karanliklara kalmis tanimsiz bir hayatin bilinen belli sorunlariyla; degistikce dönüsen, yüklendikce daha azginlasan, yikinti ve birikintilerini herseyi bozulmus bir evrensizlige söküp uzaklastirirken sektigi topukta sürekli sendeleyip afallayan- BEYOGLU KALABALIKLARI gibi- kimi duvarlar kenarinda dikilip duran kimi akip gidenler arasinda yasadigi kaybolmuslugun izini, tarifini, yüzünü ve yalnizligini siginip tutunacak insan sicakligi arayan; her görünür seyde sonsuz sönmüs bitmis ve yabancilasmis herkesin kendine göre yalpalayip etrafina savrulan islevsiz hayatin disinda kalmis tuhaf ürperti ve irkilmeler icinde hapis pür tetik gezegenleri gibi birbirine sarkan, carpan, sinen, sivanan, bulasan, sallanan hikayesizligin kayitsiz MONO-TON ve MONO KÜLTÜR tekdüzeligine ne Donkisot daha deliydi, ne sanco Panco akilli uslu ve uyumlu panayir sergileyen pervane.
Hic bitmeyen sonsuz göclere yurdunu bagini dagini uzuuuun emeklerini ve usul yavas yörüngesini döngüsünü aidiyetini carkini cevrimini kisiligini karakterini ve yuvasini bozup yerinden yikindiginden geride biraktigi toza topraga ve kerpicten karma evlere baktiginda hüznün zirve yaptigi buruk bulanik hatiraya bakarken; `ulan bunca köy kasabalar dolusu ahali nasil ediyordu da buncacik evlere olmam etmem demeden sigip yamali göynegi ömrüne yakistirip solduruncaya kadar kutnu kumasini cicekli entarisini kimse kimseyi horlayip dislamadan mutluluk sehimlesip insan gönlü paylasan sapasaglam hayatin yavan ekmegini ekip bictigi emklerle eviren ceviren balcanli bekmeze doydum kandim sevincine kanaatkarlik yetiniyordu `..diyorsun

Elementleri atom agirliklarina, özgül kütle cekimlerine, kirilma noktalarina, dayaniklik sürelerine, madde ve mineral cinsleine göre siniflandirip listeleyen kimyagerler de bilmiyordu, birgün gelip Gilgamisin araya sora bir oldugu ölümsüzlüge cikarak Beyoglu -Pera semtinin istiklal caddesinde hic bir yere sigamayacagi yerin hic kimseyi tanimaz bilmez kapkaranlik zindaninda toplayan - uzayin evrensiz insansiz ve yörüngesiz karanlik yüzeyi gibi- HERKESIN BiRBIRINE AYNILASIP BENZEDiGI madde ve element listesinde adsiz cansiz kimliksiz soguk soyut ve tuhaf cisimleri misalinde dizilip siralanan yatay dikey ölüsüne sadik sürüklenen mahser kalabaligindaki kuyuyu..

KI burasi artik, `sana boyali sirinlikler örecegim , kanevicesi muntazam ipliklerden villa saray manzarali istanbul bogazi ve yali sefali cerceveler resimleyecegim ` kiyagina ve torpiline mal maddesinden mülk tasarimlayan hinligi, cinligi, keskin zekaliligi ve AKILLI gecimliligi yemleyen zokada MONO KÜLTÜR bagimlisi kimyasal DAMIZLIK sera tesisli doyumsuzluk ve kanaatsizlik haramiliginin korkusunu belasini kann kusturup kökünü kazidigi ve zikkimini zehrini sindirip yedirip yutturdugu TEK TiP monotonluguna en basta süksesi parlak bataklik numunesi FEMiNiSTLiK `le kum firtinalari kamcilayan cöllerin TUAREG TÜRBANLIGI`ni kapistirip catistirarak, araya serpistirilmis sag sol , radikal karsit milli muhafazakar tür, cesit, ebat, fanus, kafes, gram, tarz , sekil veya cinsleri depolayip ihtiyaca göre pazarlayan; ve icabi vadesi müddetine göre rol tayin edip vazife tasarimlayan ve de tüm farkliliklari piyasa tezgahina göre resetleyip sifirlayan; birini digeriyle degistirip takas etmelerin vitrin sergisinde üfürme-sisirme insanciklari gibidirler.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta