Veciz bakışlarının ardında
Ürkek bir ceylan saklardı
Susardı küçük kız
İçten içe ağlarcasına susardı
Bilirdi ki küçüktü
İmkansızlığının büyüklüğü kadar
Küçük!
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
OF Kİ OF ZAMAN GECEYDİ VE HAYALLER VE DÜŞÜNCELER DEHLİZİ KARANLIKLARA MEYDAN OKUYORDU .HAİNDİ KARANKIKTI GECELER AMA HER GENİN AYDINLIK GÜNÜ YÜREKLERİMİZDE SAKLI GÜZEL YÜREK CAN DOST GÜLLER YÜREĞİNİ SÜSLESİN HER DAİM GÜÇLÜ KELAMIN TININ EKSİLMESİN NE OLUR MÜKEMMEL DİZLER YÜREĞİMİ SERİNLETTİ DİZELER KARNALIK GELSEDE AYDINLIĞINI SEVİYORUM.BAŞARILAR CAN DOST.TAM PUAN ŞİİR BAHÇEN HARİKA SEN HARİKASIN BUNU BİL YETER.
“ Sana yetişmem gerekti
Lakin vakit geceydi
Medinenin sihirli elleri
Kavramıştı sanki ellerini
İpek çiçekleri değmişti sanki yüzüne
Kabenin etkisini almıştı sanki gözlerin
Döndürüp duruyordu etrafında;
Gören herkesi
Biran olsun göz kaçırmak
Mümkün değildi üzerinden
Koştum
Ne zaman kesilse dermanım
Düşlerimle doğruldum
Umutsuzluklarım sabahı görmeyecekti
Sabaha seninle
Sevinçle ermeliydi yürek
Kırık bir testi edasında
İçime attığım yaşların sızıntısıyla
Gecelere meydan okurcasına
Koştum!
tebrikler şiar e.. mükemmel bir şiir
harika dizeler gönül selin hep çağlasın güzel insan güzel dost.tam puan.
Hikaye tarzında güzel ve uzunca bir çalışma...anlam yüklü...tebrikler.
Recep Uslu
Vakit Gece!
Veciz bakışlarının ardında
Ürkek bir ceylan saklardı
Susardı küçük kız
İçten içe ağlarcasına susardı
Bilirdi ki küçüktü
İmkansızlığının büyüklüğü kadar
Küçük!
Susup katlanmalıydı
Karşı durmalıydı hissettiklerine…
Birgün zaman sınamaya sokup
Yüzyüze getirdi yüreğiyle kendini
Sevdiği adam duyarsız
Alaycı bir edayla gülümserken
Küçük kız durdu!
İrkildi…
Tam karşısına alıp,
Alaycı bakışları
Umutsuzluğun dibine vurmuşçasına
Mağlup bir edayla seslendi
“ Sana yetişmem gerekti
Lakin vakit geceydi
Medinenin sihirli elleri
Kavramıştı sanki ellerini
İpek çiçekleri değmişti sanki yüzüne
Kabenin etkisini almıştı sanki gözlerin
Döndürüp duruyordu etrafında;
Gören herkesi
Biran olsun göz kaçırmak
Mümkün değildi üzerinden
Koştum
Ne zaman kesilse dermanım
Düşlerimle doğruldum
Umutsuzluklarım sabahı görmeyecekti
Sabaha seninle
Sevinçle ermeliydi yürek
Kırık bir testi edasında
İçime attığım yaşların sızıntısıyla
Gecelere meydan okurcasına
Koştum!
Gördüm ki gece bakışlarında
Gözlerin karanlık yüreğime
Ardımda bahar açan aşkın
Dev çizgileri
Önümde ölü bir bakış
Vakit gece
Vakit gece…!
Benim için ermiyor birtürlü güneşe…”
Ağlayarak büktü boynunu kız
Ve adam baktı dikkatle
Tekrar doğruldu kız
“Gözlerinde vakit gece
Ama sabahsız gün olmaz
Geceler kısadır
Bitmeye mahkumdur
Sabahı bekliycem sessizce
Sabahımı bekliycem dedi
Döndü arkasını
Umutsuzluğuna karşı
Adım adım yürüdü
Adam seslendi
Benim gözlerimin sabahı tek
Bekleme
Sana sabah hiç gelmeyecek…
Küçük kız
Güneşe veda etti
Çaldığı ıslıkla
İmkansızlığının
Kalabalık düşünceleriyle
Ayrıldı
Zaman dönmedi
Birdaha görüşmedi yürekleri...
Hatice Kelleli
geceler hep sabaha kacuşur içimizdeki güzel umutlarla yarınlarımız bizle hep mutluluklara muştulanmış sevinçlerimiz daim kalsın güzel yüreğin hep yazsın kelamın bol olsun güzel dostum hayat hep yeni günle başlar umutlar olmalı ....
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta