Bir damla yağmur yağar yüzüme…
Ve her damla yüzümde,inci tanesine dönüşür.
Yüreğimde bir yük,yüreğimde bir çığlık
Kuru bir yaprak,bir solukta iner yere
Ordan oraya sürüklenir
Bir öteye,bir beriye,çarpar durur
Yaprak en sonunda yağmura teslim olur.
Aşk bir yalan,sevmekse günah,acı çekmekse ölüm,
Yalnızlık ise zulüm...
Gecenin bir halinde:
“Çiçek açar mı demişim? ”
“Açar”dediler...
Bir yalan söylenmiş ardından,“Vah vah” demiş biri…
İnim inim inlemiş yer ve gök…
Şimşek inmiş,gökten yere süratle
Göz gözü görmez olmuş.
Senden habersiz olmuş,tüm bu olanlar...
Sen yokken yanımda,üstelik ben yalnızken...
Bataklığa dönüşmüş şehir
Bense rutubetten çürümüş gibiyim.
Hiç sevmedim,dalgaların kavgasını
Kumların sahilde sürtüşmesini...
Bitecek miydi sensiz geçen seneler?
Neydi,alışamadığım bilmem ki?
Güneş bile doğmaz oldu,her sabah ki yerinden...
Sahiller akşamlarımın birer biblosu...
Soğuk soğuk esen rüzgar arkadaşım
Kayalıklar musalla taşım
Her gün batımı yalnızlık yaşamışım.
Sen,işkencelerin baş aktörü gece...
Sen,günahlarımı gizleyemeyen karanlık...
Bak şu ıslaklığa!
Yanağımdaki damlalar yağmur damlası değil!
Hep nisan yağmurlarını beklemişimdir,
Yanaklarımı ıslatsınlar
Göz yaşlarımı saklasınlar diye...
Birileriyle kavga etmek istiyorum.
Kime sataşayım bilmem ki?
Sen desem!
Bana yıldızlar kadar uzaksın.
Bilmem geceyle gündüzün oluşumunu
Bilmem güneş mesafesini
Bilmem ayın uzaklığını...
Bitmesini istediğim her gece inadına uzadı.
Unuttum gecelerin uzunluğunu
Yıldızları uzaktan uzağa seyrettim.
“Vah vah”denilecek kadar
Varmış değil mi?
Kayıt Tarihi : 15.8.2007 21:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!