Al yazmalı gelin gibi,
Büker boynun garip zakkum.
Gönlü sevdiği şu dağa,
Üzerindeki at bu dağa
Çeker de çeker...
Garip zakkum ne der?
İki dağın arasında sıkışıp kalmış
Nar çiçeği rengindeki zakkum...
Bükülü kalmış boynu çaresizliğe
Görmeye çalışırken güneşi...
Ak pak oldu doruklar
Buzlar titretti ilikleri
Rüzgar uğulduyor
Zakkum çaresiz
Yazı bekliyor
Yazgısı bu.
“Neden akmazsın deli pınar?
Taşlar mı doldu yoluna
Susuz kaldı özüm köküm.
Ne haddime ki gülmek!
Rengim bile solar oldu...
Ne ola ki güleyim ben!
Çare ne ki bu düzene! ”
Yazılmış senin yazın,
Savrul da git güzel gelin.
Al yazmanı savur yelle.
Güneşle gelmez yazın.
SERAP HOCA
Serap Demirtürk
Kayıt Tarihi : 26.5.2007 21:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiir Hakkında: 'Vadideki Zakkum'u yazan şair, bimiyordu Zakkum'un bunca cezalı olduğunu.. .Sadece bir yaralı gönlü anlatmaktı dileği.. .Şimdi, daha bir kanadı yüreği... Saygı ile... Kur'ân'da lanet edilmiş olan ağacı da, aynı şekilde onlar için bir fitne (vesilesi) kıldık. Bu lanetlenmiş ağaçtan maksat, Buharî ve diğer hadis kitaplarında rivayet olunduğu üzere zakkum ağacıdır. Ki Sâffât Sûresi'nde: 'Yoksa zakkum ağacı mı? Biz o ağacı zalimler için bir fitne (vesilesi) yaptık O, cehennemin dibinden çıkan bir ağaçtır. Tomurcukları, şeytanların başları gibidir. Onlar, ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar. Sonra üzerine kaynar su katılmış bir içki, şüphesiz onlar içindir' (Sâffât, 37/62-67) : Duhân Sûresi'nde: 'Şüphesiz zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir. Pota gibi karınlarında kaynar. Sıcak suyun kaynaması gibi.' (Duhân, 44642-46) : Vâkıa Sûresi'nde: 'Sonra siz ey doğru yolu kaybetmiş yalanlayıcılar! Mutlaka zakkum ağacından yiyeceksiniz. Onunla karınlarınızı dolduracaksınız. Onun üzerine de kaynar su içeceksiniz.' (Vâkıa, 56/51-54) buyurulmuştur. Rivayet ediliyor ki, bu âyetler indiği zaman Ebu Cehil demiş ki: ' Muhammed sizi öyle bir ateşle korkutuyor ki, taşları yakarmış. Sonra da diyor ki o ateşte ağaç biter! ' İbnü'z-Ziba'ra da: 'Biz zakkum diye ancak hurma ile kaymağı tanırız' demiş. Bunun üzerine Ebu Cehil cariyesine emredip hurma ve kaymak hazırlatmış ve arkadaşlarına: 'haydi zakkumlanın! ' demiş ve bunun üzerine zakkuma aşık olup İslâmiyet'ten çıkanlar olmuştu. Bu beyinsizler, deve kuşunun köz ve kızgın demir yuttuğunu ve yeşil ağaçta ateş gizlendiğini gördükleri halde, bunları yapan Allah'ın kudretinin ateşin kökünden cehennemin dibinden çıkaracağı ağacı inkâr etmek ve küçümsemekle ne kötü aldanmışlardı. Bu lanetlenmiş ağaç hakkında birkaç söz daha söylenmiş ise de en güvenilir ve en doğru görüşe göre zakkum ağacı olmasıdır. Bunun bu şekilde bu âyetin sonunda zikredilmesi ise, İsrâ'yı yalanlayan o inatçıların lanete hayranlıklarına işaret eden dehşetli bir uyarıdır. Nitekim buyuruluyor ki ve biz onları korkutuyoruz da o korkutma onlara, büyük bir azgınlıktan başka bir şey artırmıyor. http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php? s=show_qna&id=970

Buzlar titretti ilikleri
Rüzgar uğulduyor
Zakkum çaresiz
Yazı bekliyor
Yazgısı bu.
her yaratılanın bir yazgısı vardır ..kim ne olursa olsun..
ayı günü yılı sayılıdır
dünya imtihan ve mücadele yeridir
manidar güzel şirinizi ve şairi kutlarım
saygılar
TÜM YORUMLAR (1)