Ellerini tuttuğumda hiç bırakmayacağım dedi telefonu kapatırken...
İçimde bir bayram sabahının neşesi oluştu. O günden sonra hiç gece olmadı, her yer güneşti, her yer panayır alanı, her yer bayram şekeriydi. O günden sonra onun ağzından çıkan her kelime cep harçlığı, kalp ritmini ayarlayan tıbbi bir cihazdı...
Ben onun huzuruydum, öyle diyordu. Benimle konuşurken rahatladığını söyler, ferahladığını hissedermiş. Ben onun ağrılarına, aklının karışıklığına, gülüşülerinde ki kırışıklığa iyi gelen ortapedik bir yatak, nemlendirici bir kremdim. O demiyor, ben söylüyorum...
Soğuk, gri ve paslı bir günde tuttu ellerimi. Elleri Temmuzdu.
Elleri güneşti, elleri pamuktu. Üstünde üzüntüden rengini almış siyah bir badi, üzüntüsünü saklamaya çalıştığı dar bir kot ceket vardı. Sanki boynunu koklamayayım diye krem rengi el örmesi bir atkı takmıştı boynunu çevreleyen. Altında dar bir mavi jean, ayaklarında yeni doğmuş bir bebeğin ayak numarasına sahip ufacık topuklu ayakkabıları vardı...
Saçları Ankaranın rüzgarına yenik düşmüş bir ağacın yaprakları gibi savruluyordu ve adımlarını santimetre hesabıyla atıyordu...
Hakikaten telefonda dediği gibi yapıyor ellerimi bir an olsun bırakmıyordu. O baş parmağı ile elimin üzerini okşarken adını huzur olarak değiştiriyordum. O,benim çirkinim, yumurcağımdı. Sanki o gün dünyada sadece ikimiz vardık...
Sonra hiç bırakmayacağım dediği ellerimi bıraktı. Meğersem hiç kelimesi hakikaten de bir hiçmiş... Ben onun hiçbir şeyi değilmişim. Hiç bırakmayacağım dediği ellerimi bir kaç saat sonra bıraktı...
İçimde ki bayram neşeşi, kendini bir cenaze töreninin ortasında buldu. O günden sonra hiç sabah olmadı, güneş hiç doğmadı, ağzından hiçbir kelime çıkmadı. Kalp ritmimi ayarlayan cihaz artık durmuştu..
Çünkü; o konuşmuyor ve ben santim santim ölüyordum...
Harun Tolga Peker
Harun Tolga PekerKayıt Tarihi : 2.5.2012 00:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!