Hey Amerika!
Fatihin Yedi Tepeli İstanbulu’ndan
sesleniyorum sana;
Yıkıntılarından topladığım sözcüklerden
uzun menzilli bir füze gönderiyorum kulağına!
Her gece
Irak’ta öldürdüğün çocukların kefenlerini
örtüyorum Beyaz Sarayına…
Gemiler geldi, savaş yüklü
uzak denizlerden
Mühimmat yüklü gemiler,
konteynerler…
Tanklar sürüldü üstümden
peş peşe... uçaklar geçti
Adana, Ankara demeden…
yine
Kuzeyve Güney'den sağ kalan
Vietnam’dan..
renk renk bereli, üniformalı
ter bıyıklı askerler geçti, alay alay
piyadeler
Amerikanın elliki köyünden
arka mahallelerden…
Beyaz derili,
siyah derili askerler...
Topuyla, tüfeğiyle
Emiri, komutasıyla
Yalancı, iftirasıyla
Zorbası, zavallısı
Tüccarı, yağmacısıyla
Mezepotamyadan,
Mavera-ünnehirden,
İpek yollarından
Asyadan, Afrikadan
Anadolu’dan
Sıcak çöllerden
Kızıl Deniz'e…geçtiler;
petrol ülkelerine…
Yıllarca susturuldu insanlar!
Ağızları parayla tıkıldı..
Altı sıfırlı, üç sıfırlı
Dolarlı, Avrolu, Liralı…
Kiminin kalemi kırıldı,
Kiminin sırtına ansızın bir bıçak dayandı.
Kimi kaşelendi, mühürlendi
dudaklarından...
Eşşek kulağını görenin kralların
kitapları ateşe verildi.
Yıllarca sömürüldüler
yoksul topraklarda
En zayıf yerlerinden
kanlarıyla
Büyük Devi emzirdiler
Yetmedi;
Hayat damarlarını verdiler,
Canlarını,
Kadınlarını, erkeklerini
Dillerini bağışladılar
Ülkelerini, ırmaklarını
Bağlarını, bahçelerini
Geçmişlerini, dinlerini
Milletlerini…
Yer altı ve yer üstü
bütün servetleri
Canavarı doyurmaya
yetmedi…
Sonra, aradan yıllar geçti
Sular iyice ısınmaya başladı.
Toprak alev aldı kökünden
Kuyular yanardağa dönüştü
Lavlar yedi katını aştılar göğün
Gökyüzünden siyah dumanlar yağdı
günlerce...
Arap çocukların saçları
günahsız... ellerime dolaştı.
Yağmur yerine
gözlerime iki damla
kan bulaştı.
Ve, içimin bütün ırmaklarından geçtiler;
Ayak ucumdan, saçımdan tırnağıma
Akdeniz’den, Ege’den
Çanakkale’den koparak
kesik başlarıyla
Karasularım'da çocuk ölüleri
sıraya dizildiler...
Dilsiz dilleriyle yalvardılar;
Ne olur, 'etme-bulma'
Ne olur, gülme-bana!
Ne olur, Gül Ülkende
Gül Çocukların hatırına
Sen de Güllerini
ne olur,
Bu Sulardan toplama!
Gül, dedi, sen, Gül
Vatanından ayrılma!
Bıçak kemiğe,
Can geldi Boğazım'a dayandı.
Bak, artık
seni düşünüyorum;
aman Amerika,
Buşunuz üşümesin!
Avrupam'dan, Asyam'dan
Anadulum'dan
Dünyanın bütün dillerinden
Bütün milletleriyle
Laik Ülkem'den
Atatürk Türkiyesi’nden sesleniyorum;
Ey Pentagon!
Savaş meydanlarından
Paramparça çığlıklar topladım,
Barış türküleriyle
senin için
Paramparça cesetler arasından...
O çığlıklar ki, üstünde tüm sınırların;
Her renkten, her dilden, her dinden..!
En çoğu senin evlatların, o gençler,
O askerler, hepsi; öldüren, öldürülen...
Onlar bizim evlatlarımız; onlar bir insan!
Yeter artık, dursun bu kan, bitsin bu savaş
İnsan olana yakışmaz katliam!
Kayıt Tarihi : 2.4.2006 23:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Esma Özdemir](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/02/uzun-menzilli-fuze.jpg)
Turhan Toy
TÜM YORUMLAR (4)