/önünden dün gece geçtim, misafirliğini çok sevdiğim o bahçenin
solmuş, ellerinle diktiğin çiçekler, boşalmış sanki kulübesi köpeğinin
içerden gizli kahkahalar yükseliyordu sadece, en önde senin sesin.
Ahh…ne kadar yalanmış meğer, ‘yeter ki sen hep mutlu ol’ demeler
şimdi anlıyorum…, şimdi daha iyi anlıyorum./
koşuyorum,
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Hayat öylece üstümüze üstümüze gelirken,ne çok yakınıyoruz ve aslında ne çok keşkeler ne çok yarınlardan beklentiler var.. doğduğumuz an yanımıza promosyon olarak verilmiş gerçekler ve ölümle birlikte ne çok koşuyoruz yokuş aşağıya yada nefes nefese yokuş yukarıya. Bahçelerde gördüklerimiz ayrı duyduğumuz seslerde öyle.. İstanbul'u şiirlerle tanıdım köşe bucak ayrıntılarını bilmesem de denizler yabancı değil. duygularda öyle..
Düş bahçelerinden çıkıp dokunamadığımız gerçeklere el sürüp zamanı koşu bandından indirip koşturmadan ve yavaşlatmadan an be an yaşayabilmek ve yaşamı anlaya anlaya yürüyerek gidebilmeli..
Uzun bir koşu.. nefes yetinceye dek...
Muhteşem bir şiir. Kaç kez okudum bilmem.. Kutluyorum şiir yüreğinizi sevgi ve saygı ile..
evet dostum bu şiriniz en az on kez okudum
kitabınızdan ve burdan harikasınız sevgi ve saygılarımla
koşuyorum avans vermişim yürege
gözlerimde ateş kanlarım buz gibi
haykırmak istiyorum güneşe
irkildim tüyler diken diken koşuyorum...süleyman erkuvan
dost kalemin susmasın
Selam ne mutlu size ve ne mutlu bizlere hayatın hiç bir anını kaçırmadan,bizler yaşıyoruz..Büyük haz alarak okuduğum şiirerinizi, bir kez okumakla doyamıyor insan.Ne kadar güzel bir iç dünyaya sahipsiniz ve iyi ki bizlerle paylaşıyor, bizi bu güzelliklerden mahrum etmiyorsunuz teşekkürler.Ayrca şiirerimi okuyup yorum yapmanız,vefalı davranışınız da büyük incelik....Daha sık yorum yapabilirim,çünkü sık sık okuyorum düz yazı ve şiirerinizi, ama hep aynı tesbiterle sıkıcı olmak istemem eksik olmayın..Ne mutu bizlere yani sanatla uğraşanlara,şairlere ben kendimi yetersiz acemi bir şair olarak görsemde,antoloji com,un bize sunduğu bu fırsatı değerlendirdiğim için çok mutluyum...Esen kalın
değerli üstad.
Şiir başlığını görünce nedendir bilmem üstad Can YÜCEL' in '' Mane Noostrum '' adlı şiiri geldi. Ne alakadır demeyin işte. Şiiri okumadan ilk aklıma gelen çağrışımdı.
Şiiri okurken yoruldum biraz. Nazım mı, nesir mi pek anlayamadım doğrusu. Ama okurken damağımda çok güzel lezzetler kaldığını da söylemeliyim.
Ben bu şiirde; İstanbul’un namus incisi göğüslerinden nasıl emzirilmektedir
Repertuarlarımızdaki aşk’a doğru adımlar ve şarkılar, onu anlatmaya çalıştım.,
Anlayana ….. Anlamayana aşk olsun.
Hah bak işte Can üstad da o şiirde '' aşk olsun sana çocuk aşk olsun '' demişti.
Şaka bir yana güzel bir renkti Cevap Bey. Tebriklerimle...
'ben bu halini İstanbul’un, sana ördüğüm hayallere giydiriyorum.'
'bizim şehre ördüğümüz hayaller mi
şehrin bize ördüğü hayaller mi
gerçek'
saygı ve selam ile
mehmet şakir karataş
İstanbul doğuşundan bugüne daima özenilen aşklarla, aşıklarla özdeşleşmiştir. İstanbul'u İstanbul yapan birazda budur.Araya kronolojik, felsefe, nostalji cevherleri katılınca uzun koşu finişe belki umduğundan kolay,yorulmadan ulaşmış.Kutlarım bu yolda geçerken düşünüp,kağıda döktüklerini.Dinmez Er-Çeşme-
iltifat edecem söz bulamıyorum en iyisi gönlümden geçenleri yazayım ustam,,bugün okuduğum en güzel eserdi defalarca beğeni ile okudum allah yüreğinize sağlık kaleminize kuvvet versin ustat cevat ceştepe tebrikler
Sana da aşk olsun şair. İstanbul'un izdüşümünde bir sevdanın yanık uçlarını rüzgarlıyorsun sil baştan.Yelkeninden rüzgar, kaleminden şiir, yüreğinden sevda kurumasın emi.
İstanbul'a göl yakışmıyor zaten. Açık denizlerin ve sevdaların güzergahı İstanbul.
Son bölümdeki açıklama gereksizdi bence. Şiirin üstüne bir gölge gibi düşmüş. Buna ihtiyacı yok oysa şiirin. O yeterince Türkçe zaten.
önünden dün gece geçtim, misafirliğini çok sevdiğim o bahçenin
solmuş, ellerinle diktiğin çiçekler, boşalmış sanki kulübesi köpeğinin
içerden gizli kahkahalar yükseliyordu sadece, en önde senin sesin.
Ahh…ne kadar yalanmış meğer, ‘yeter ki sen hep mutlu ol’ demeler
şimdi anlıyorum…, şimdi daha iyi anlıyorum./
....................................
İçinden taşan hüzünleri tutamayan satırlar....Uyanmak için geç olmadan tutulmak istenen el...Çıplak ayakla koşulan geceyarısı buluşmaların özeti, öyküsü...Çok güzeldi......
geçmişten bugüne bir hayatı, İstanbulu anlatmak ancak bu kadar güzel olabilirdi..tebrikler kalemine ve yüreğine
Bu şiir ile ilgili 104 tane yorum bulunmakta