Uzun bir çilenin son menzili

İlyas Kaplan
1264

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Uzun bir çilenin son menzili


artık sükunetini arayan bir nehir
sabi sevinci içinde… heyecanlar
diriliş ezgilerinin bir bir
harekete geçtiği saatleri
hatırla

günlük hayatın çalkantıları arasında
umutlarını yitiren kimselere
cennet'e götüren umut kapıları açılırmış
umut tepeleri her zaman umut yüklü olurmuş
öylesine aydınlık
öylesine pırıl pırıl

umut tepeleri uhrevi sükun
Allah'ın, kullarına en güzel lütfü
sessiz, fakir, mütevekkil
gönül gani
bir mağfiret yağmuru
bir ruhani iklim
her bir tecellisi ruhu saatlerce sarar
mahalli var
semti var
şehri var

kalbi dolduran cezb ile gelmiş vecde
latif manalı
içten duyulan bir sesle
çok yavaş
diyor ki…gitme kal
efsunlu sükunda her gece
en ledünni yalnızlıkta
ta ağaran fecre kadar
bir elmas gibi yanan kum tepelerinde

umut…
kişinin gücüne güç katan Allah vergisi bir meziyet
yokluğu, insan için gerçekten büyük eziyet
peygamber ,umudunuzu yitirmeyiniz buyurmuş
Allah'tan umut kesilmez gerçeğini duyurmuş
daha insanoğlu yaratılmadan önce
adem'le havva
cennet'ten atılmadan önce
yaratılmış umut tepeleri

Allah önce umut tepelerini yarattı
orada ki çamura
nefsinden ruh üfledi
ilk insanı öyle var etti
o günden beri adem'in nesli
benzeri görülmemiş açlığa, susuzluğa, uykusuzluğa...
dayandı da
dayanamadı bir türlü umutsuzluğa
düştüyse,
böyle düştü mutsuzluğa

sessizliğin dahi bir rengi vardır
kırmızıya yeşile benzeyen
fildişi kulesinden
göğün duvarlarına bakmak gibi belki de
uzun bir çilenin son menzili
umut tepeleri

Allahım
bizleri umutsuzluğa düşürme
vesveseleri gönüllerimize üşürme
kötülüklerin bir sebebi de şeytan'sa
ki şeytan'dır
dünyamızdan bir başka dünyaya
bir kerecik olsun kov gitsin

Allahım
bir kerecik olsun kov da onu
katı kalplileri utandır
unuttukça unutuyor onlar
mayalarındaki hamuru
tutuyorlar kovulmuş iblis'in yolunu

Sen bizi o bahtsızlar safına katarak
mutsuzluğa atma
Senden gelen her şeye razıyız
bari, bizi şeytan'ın ordusuna katma

kimimiz bilinen bir hazinenin peşinden
kimimiz bilinmeyen derinlerin
daha bilinmezine yürüyor
ta fizan’da bile olsa gidip onu buluyor
ışıklarının gölgesinden
masallardan kaçan deniz atlarıyla
dört nala ve ilk sabahtan başlayarak

insan bu
umutlu yoğrulmuş hamuru
yitirmezse gönlündeki o ilahi nuru
dönmese de dünyası Cennet'e
duyar gönlünde bir gün
adem'in havva'ya
yusuf'un züleyha'ya
kavuşunca duydukları sürürü

ey bütün alemlerin Rabbi
ey cemadi, nebati, hayvani
insani, ruhani ve nurani
her şeyin ve herkesin yegane sahibi
ey iman ve
şuur ehli kalplerin
en yüce habibi

ey dertli bedenlerin kederli gönüllerin
ve yaralı yüreklerin tabibi
biz biçare kulların ki
garipler garibi
hüzünlerin esiri
öksüz ve yetim

Sen bizi umutsuz bırakarak
mutsuzlar safına katma
umut tepelerimizi karartarak
bizi bahtsızlar çukuruna atma

ya Rab
Huda’ya Hudalık yaraşır
biz naçizlere gedalık yaraşır
çünkü sensin penanı
cihan halkının Komutanı
Sana iltica yaraşır

şu dil ki acizdir Sana iltifattan
günahımız başımızdan aşkın
Senin zikrin ile bize şifa yaraşır
gözyaşı ve pişmanlıkla
Sana yalvaran kullarına
karanlığı saran şu gecede
medet eyle…
ey büyük Allah’ım
umut tepelerinden

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 24.4.2023 01:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!