Üzülme Şiiri - Muhammed Aheng

Muhammed Aheng
60

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Üzülme

Üzülürsen/m
Bitlis Kalesi’nde çığlık tutar papatyaları
Kale duvarına şimşekler yağar geceden
Neolitik taşlar kor ateş olur dudaklarda
Bir sancı ile uyanır yarenler mistik türbelerde

Rahva Ovası’na sis düşer kapkaranlık
Gözlere perde iner sicim sicim
Hanlar dizilmiş sıra serviler endamıyla
Üzülürsen/m El Aman Hanı'na hicran düşer kuş kanadıyla

Üzülürsen/m
Tatvan Sahili’nde ayazlar hüküm sürer kaskatı
Aylar, yıllar boyunca biteviye
Azgın dalgalar kayaları ezer gün boyunca
Feryat eder hüzzamlı iskeleler

Yakamoz kâbuslara yenik düşer tan ağardığında
Martılar kan ağlar dostça üzülmelere
Yağmur çiselemez, ay çıkmaz bir daha
Üzülürsen/m masmavi güzelliklere hançer saplanır sahil boyunca

Üzülürsen/m
Selçuklu Mezarlığı’nın yüreğine kan damlar
Sessiz yığın feryad u figana başlar zamansız
Tarihe adanmış türkülerin nabzı kesilir
Celladın aynasında akisler çırpınır günlerce

Sevinçler günbatımının rüyasında ağlamaklı olur
Ahlat taşlarında yiğitlerin zaferi
Takatsız bir nefes olur hatıralarda
Üzülürsen/m tarih oluk oluk küllenir Ahlat’ın ufuklarında

Üzülürsen/m
Norşin’in kış geceleri kezzap olur, iner bacadan
Sabah olmaz bir türlü, sıla kokmaz asuman
Kar taneleri birer şarapnel gibi fırlar caddelerde
Gamdan gölgeler taşır karlı yollara düşenler

Erentepe’de dergâhın kandili söner
İzbe köşede permeperişan sofunun gözlerinde
Kümbete nisyan düşer gün ağarmadan
Üzülürsen/m bahar gelmez, ayva çiçek açmaz bir daha

Üzülürsen/m
Hizan’ın üzüm bağlarında teli kopar bağlamanın
Hasretler ritimsiz kalır çilekeş sinelerde
Ninniler hep trajik söyler notaları
Derme çatma evlerde masallar kahramansız

İlahiler vaveylalara karışır elma bahçelerinde
Sapsarı kervanlar geçer ilim vadilerinde
Nurs'a şebnem düşer mi göz yaşı gibi
Üzülürsen/m Nurs’un gülü goncasını açar mı her sabah

Üzülürsen/m
Adilcevaz’ın gizemi sararır yaprak yaprak
Üzülmelerin nüksederse kederden dağ olurum Süphan eteklerinde
Asırlık ceviz ağacına katran düşer ıssız gecelerde
Kumruların dermanı kesilir Kef Kalesi’nde

Sevdalar nevbaharlara kalır kırgın bir edayla
Söyle bana Aygır Gölü’ne mehtap düşer mi kıpkızıl
Yiğitlerin rahvan atları koşar mı dört nala
Üzülürsen kardeşim vuslata nadan eli düşmez mi dağlar boyunca

Üzülürsen/m
Mutki’nin dost çeşmeleri kurur tan ağardığında
Koro halinde şakıyan kuşlar lâl kesilir
Uzaklara dalan gözlerime gam salma ne olur
Asude gönlüme hazan yaprakları düşürme

Kasidenin girizgâhında ömür boyu tutsak kalırım yoksa
Yıllanmış çilelerim akrebin kıskacında ab-ı hayat olur mu söyle
Kadim medresenin ilim iklimlerinde elif üşür yaz ortasında
Üzülürsen Mutki yaylalarının canı yanar, canımın yandığı gibi

Üzülürsen/m
Nemrut’un şahikası bora, fırtına kesilecek
Kardelen çiçekleri titreyerek ağlayacak
Bir sıcak tebessüm gönder, ısınayım diyecek
Solar hüzünlü çiçekler, hep acı çekerek

Kınalı kekliklerin nağmeleri tükenecek günbegün
Üzülmene dayanmaz koca Nemrut ıssız gecede
Kıyamet gibi patlar umutsuz bir hecede
Üzülürsen/m tarumar olur vefa kokan tüm körpe çiçekler

Sakın üzülme
Dilimden düşmez Bitlis'in türküsü, tarihi
Gözlerimde Tatvan'ın firuze mavisi
Sağımda heybetli kaledir sarsılmaz Süphan
Önümde kor ateş gibi durur Nemrut

Atalardan yadigârdır Beş Minare, baştan başa Anadolu
Gülen papatya, sönmeyen meşaledir güzel yurdum
Kardeşlik harcıyla yoğrulmuş alınyazım, her yanım
Mis gibi ilim, buram buram tarih kokar vadilerim, dağlarım
Sen sakın üzülme
Sen sakın üzülme


(OCAK 2014,BİTLİS)

Muhammed Aheng
Kayıt Tarihi : 23.6.2014 14:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!