Gökyüzünde toplanırya hani bulutlar, yavaş yavaş ve sessiz..
Sanırsın ki, yaramaz çocuktur onlar üstelik de kimsesiz..
Ama öyle bir gürültü çıkarırlar ki, korkuturlar sizi habersiz
İşte ben de şimdi, aynen öyleyim; yaramaz, sessiz ve kimsesiz..
Üç yada beş yoldaş, bir yada iki gardaş ve bir tane sırdaşım olsun
Birine 'yar' demek senelerimi aldı..
Yar'in başkasına a'yar' çekmesi bikaç haftasını aldı..
Şimdi soruyorlar var mı 'yar'in diye..
'Yar'adan uzak eylesin' diyorum gizlice..
Durdu.. Uzaktan haykırdı.. Seviyorum be Üzo.. Nolur anla..!
Yok dedim yokk..! Herşeye eyvallah da, söylediğin Yalan..!
Yaklaştı ve ağlamaklı söyledi.. Seviyorum..! Anlasana lan..!
Geldi gül kokusu burnuma, dayanamadım.. Sarıldım kocaman..
Bıraktı birdenbire.. Dediki: Seni eski sevgilim sandım bir an..
Ah ulan Üzo.. Kimi sevsen ya sarhoştur, ya kafası dumanlı
Yurdum insanı epey meşguliyet içerisinde şu günlerde,
Kimi bayrak derdinde, kimi sevda peşinde, kimisi de;
Hiç olmayacak bir hayalin, en karanlık en ücra köşesinde..
Kimisi masa başında Vatanı kurtarmanın çözümünü ararken
Ve hatta kahvehanede, birebir Vatan'ı gözetip kollarken,
Zihnimde bir çocuk peydahlandı yine.. Kimin çocuğu bu, kimden?
Uslu, mahzun ve masum bir çocuk. Ama neden doğdu neden?
Şefkat mi istiyor, adalet mi, mama mı, ilgi mi, aşk mı benden?
Ah çocuk ah.. İşte bu perişanlığım, hep ama hep senin yüzünden...
Zihnimde bir çocuk.. Ağlamaklı, garip ve en kötüsü çaresiz.
Bir kelebek gibiydin..
Milyonluk yıllarımın, bir-iki günlük sahibiydin.
Sahi, ne kadar güçsüz ve ne kadar masum biriydin.
Bilmiyorum,ne kadar saygı duydun ihtiyarlığıma ve ne kadar sevdin.
Ve bilmiyorum, iki günlük hayat için mi, benim gibi bir ihtiyarı seçtin..
İhtiyarlık dediysek; milyonluk dünyanın yorgun adamı anlamında işte, anla..
Ne birine anlatabilirim kendimi, ne de anlayabilirim kimseyi
Kuru yaprak misali; rotası olmayan rüzgârlara verin beni...
Ne insanlar görsün beni, ne de hayvanata yem olayım
Kurumuş bir yaprak gibi sade, tadsız ve tuzsuz kalayım..
Ah benim güzel gençliğim. Yitip gittiğini fark ediyorum ama; ne çare.. Engel olamıyorum adım adım uzaklaşmana.
Ah benim güzel; çok güzel, acayip güzel gençliğim. Seni ne çok beklediğimi bilmiyorsun. Bilmiyorsun ''hele bir genç delikanlı olayım''lı cümlelerimi. Bilmiyorsun işte, bilmiyorsun seni ne çok beklediğimi.
Ah benim gençliğim be. Demek gidiyorsun öyle mi? Daha yüksek dağlar aşacaktım ben senin sayende, kimbilir belki o herzamanki yerde; yani Heybeliada'da birkaç saat daha fazla yüzecektim.. Kalamaz mısın biraz daha? Yapamaz mısın bu kıyağı bana. Hadi, benim lan ben.. Üzeyir.. Hani, şu seni seneler boyunca bekleyen..
Aklına düşerim diye korkuyorum, üzüleceksin çünkü
Migreninin olduğu yerde peydahlanacak hatıralar...
Sana iyi gelmeyecek şiirler, sözler, şarkılar,
İyice ağıracak başın, iyice kıvrılacak bedenin,
Ben olacağım belki de, senin o migren nedenin...
Beyler ve hanımlar.. Sevdiklerinizi, ondan önce hiçkimseyi sevmemiş gibi, görmemiş gibi, ilk defaymış gibi sevin..
Bir daha da ondan başkasını sevmeyecekmiş gibi, görmeyecekmiş gibi, son defaymış gibi sevin..
Ama bağımlı olmayın, bağımsızlığınızı da ele vermeyin, 'Senin için Ölürüm' demeyin..
Çünkü gün gelir; sevdikleriniz gider, sevginiz biter, insana sadece kendisi kalır..
Ve emin olun; çoğu zaman insan kendi kendisine yeter..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!