Ben köy kızı değilim...Köyü resimlerde gördüm çocukken ya da yolculuklarda yol boylarından görebildiğimce... Ne zaman ki evlendim, ayağım köy toprağına değdi...O zaman anladım köyün dumanlı havasının tadını... Eşimin memleketine (Anamur- Güneybahşiş) gittiğimizde köyü terk edeli çok olduğunu söyledi..Ben ısrar ettim..adeta tırmandık köy yolunu...Aslında ilerlerde bir yerlerde araba yolu da varmış ama, o an işte şurası benim doğduğum ev, dediğinde...hemen varıvermek istedim o eve...Ter içinde yukarı çıktığımda gördüğüm manzara öyle güzeldi ve güzel olduğu kadar da hüzün vericiydi ki...Tabiatın ortasında, cennet misali bir güzellik gel hele hoş geldin, der gibiydi...ama o viran evin kapısını -gıcırdayan kapısını- açtığımızdaki terkedilmişlik, yaşanmışlıklardan izler,elimizde olmadan hepimizin gözlerini yaşarttı. Şurada ben yatardım, şurada mum ışığında oturur çalışırdım derken bulutlanan gözler saklayamamıştı özlemi....Silinip giden,gözyaşları oldu; anılar kaldı yüreklerde...Oradan ayrılırken düşler kurmuştuk, gene gelelim diye...olmadı..Yirmi yıla yaklaştı, bir daha bu derece yakın olamadık o eve ama köyün başka evlerine uğradık arabayla geçerken...Güler yüzlü, misafirperver yörüklerin ayranlarını içtik, aşlarına ortak olduk...Bu güzellikleri unutmadan yaşamalıyız yerimizde, yurdumuzda...Sağlıcakla kalınız.
Serap Demirtürk
Kayıt Tarihi : 7.3.2005 10:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)